Umudun Küçük Kadını

Küçük bir kağıda karalamış SİNEM’im ve demiş ki;
’Gerekenden fazla zamanım var!’
Kısacık bir ömür ve zamansız bir ölüm..
Bu, çok mu gerekliydi ya da bu, gerekli miydi?


Hayat boyu bitmek bilmeyen yıl dönümleri yaşarız. Kimini küçük tebessüm, kimini gözyaşlarıyla hatırlarız. Bazen bir şeyler yazar, bazense yakarız. Karaladığım hiçbir şey, değerli değildir benim için. Bu satırlardan başka. Dönüp geriye bakarsam, bugüne dek ne sayfalar yazıp çizmişimdir. Ne acılar yaşamış ne ayrılıklara göğüs germişimdir. 


Göğüs geremediğim, üzerinden yıllar geçse de acısını dün gibi içimde taşıdığım tek kaybım vardır. 


Sinem'im;

Ne çok zaman olmuş sen rüyalarıma gelmeyeli? Seni mezara koyuşumun üzerinden ne çok zaman geçmiş? 14'üm seni benden alıp gideli kaç yıl olmuş melek yüzlüm? Bugün kaç olmuşsun sen? 23'üne girişini birkaç satır yazı ve mezarına bırakılan bir buketle kutlamak nasıl bir cezadır bize? Yıllardır dökülen gözyaşı, hiç mi kurutmaz gözlerimizi? Hiç mi kurumaz yaşlar ve sen hiç mi dönmezsin geri? 

Bugün mü doğmuşsun sen? Bugün mü açmışsın dünyaya o güzel gözlerini? Bugün mü birlikte olamadığımız bir günün daha yıl dönümü? 

Kaç bugün daha yaşanır? Sensiz yaşanacak kaç ömür daha var? sesini duymadığım, yüzünü görmediğim kaç gün daha kahrolacağım ben?

Gözümü açtığımda yanıbaşımda gördüğüm, hem ablam hem kardeşim, şuan ayaktaysam sebep olan tek insan ve bana sevmeyi öğreten, umudu, yaşamı, hayalleri sevdiren küçük kadın!


Sen bu kirli dünyaya gelmiş, ete kemiğe bürünmüş tek meleksin. Sen umudun, huzurun, sevginin ta kendisisin. 

Sen insanoğluna gülümsemeyi öğretensin.
Geçirdiğin kısacık ömrüne kattığın yüzlerce güzellik; yatağın olsun.
Yastığın olsun kömür karası saçlarına.
Gözlerindeki ışık aydınlatsın mezarını
Ve hep seninle olsun dualarım.
İyi ki doğdun Karakız.
Bize iyi ki verdiler seni.
Cennetten yataklar armağan olsun sana.
Tıpkı her yıl olduğu gibi.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen