On Dört

Hiçbir şeye sahip değilim. Bana ait olan hiçbir şey yok. Kalemimle kağıdım bu yüzden var belki de. Kaybettiğim, sahip ya da ait olamadığım onca şey için, bir kaleme sahibim. Kalbimden dolup taşan onca şeyi karalayabilmek için var bu sayfa.

Sarılıp ağlayabilmem için var kedim. Bütün derdimi anlatabilmem için...

Hiçbir şeye sahip olmadığım halde bir çok derde sahibim. Kaybettiğim her şeyi bir gurur gibi taşıyorum göğsümde. Acılarım, birer nişane göğsümde. Ve yaşadığım hiçbir acıdan kaçmıyorum. Üstüne basa basa ben bu acıyı yaşadım diyorum.

Ve en büyüğüyle daha bir çocukken tanıştım. Ölümü, küçük bir çocukken verdiler kollarıma. Nefes almayan kardeşimi daha dün aldım kollarıma adeta. Belki de ben, bu yüzden çocuk kaldım. 14 yaşımda takıldım kaldım. Her yıl sonunda başa sardım yeniden. Her yıl yeniden yaşadım.

Aşkı da 14'ümde tattım ben. Kardeşimi mezara koyduktan sonra tanıştım aşkla. Belki de kardeşim olmadığından aşk dedim adına. Ama sevdim. O adamı çok sevdim ben. İçimi kanata kanata sevdim. Gidişinin ardından her gün kalbimden bir parça kopardım. Parça parça çöpe attım kalbimi. Sevmelere parça parça küstüm ben.

Dostumu da 14'ümde yitirdim. Kardeşim gidince ben, güzel olan her şeyi kaybettim adeta.

Şimdiyse bana ait ne olduğunu sorarsan, küçük bir hücre... Rüyalarda yaşadığım şehirde edindiğim, kedimle birlikte yaşadığım küçücük bir hücrem var benim. Paramparça ettiğim kalbimin kan kokuları var her köşesinde. Ve ellerim! Kan içinde. Durmadan yazdığım için. Boğazım hala düğüm düğüm... Hala sancılar var beynimde. Yitirdiklerim, kavuşamadıklarım hala zihnimde.

Dün gibi her ayrılık. Her sancım dün gibi. Ne unutmaya yüz tutar ne de hatırlanmaya.

Ve çocukluğum! Dünüm, bugünüm, yarınım dediğim küçük kadınım. Farklı ailelere sahip olduğum, yıllarca hayatımı, ekmeğimi bölüştüğüm küçük arkadaşım da bu hücrenin bir köşesinde. Yitip gittiği halde... Beni bir başıma bırakıp gittiği halde...

Yerli yerinde olan hiçbir şey yok. Hiçbir şey yolunda değil ve hiçbir şey istediğim gibi değil. Her giden bir hatıra bıraktı ardında. Hiçbiri toplamadı eşyalarını, anılarını.

Her birinin akşamlarda parmak izleri.
Ve ben hep bir kibrit çöpüydüm rüzgarda.
Ve hiçbiri anlamadı beni.
Yarım bırakıp gitti.

Teker teker...

Hepsi...

...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen