Kayıtlar

hücre etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bu Bir İtiraftır!

Resim
Evet yanlış okumadınız. Aylardır köşe bucak kaçtığım anılarım; bugün bir tokat gibi yeniden çarptı suratıma. Kalbimin en derini bugün yoklandı uzun zamanlar sonra. İtiraf edemedim. Sustum, dudağımı ısırdım. Gözlerimi kaçırdım biraz da. Doldu gözlerim. Yuttum her damla yaşı. Her damlasında midemi biraz daha bulandıran o tuzlu suyu bugün bir kez daha yuttum. Yanıyorum. Alevlerin içine elimi uzattım bundan bir yıl önce. Sonra çektim sandım elimi. Tüküre tüküre, kusa kusa söndürdüm sandım avuçlarımdaki alevleri. Sönmüştü. Köz olmuştu. Bitmişti her şey.  Üflemek yetiyormuş. Küçücük bir rüzgar, köz olan bir ateşi yeniden harekete geçiriyormuş. Bugün öğrendim evet! Öğrenmez olaydım. Parmak uçlarımda hissettiğim alevlerin bütün vücudumu kasıp kavurduğunu ve aylardır alev alev yandığımı tam da bugün öğrendim.  Bitmişti. Bitirmiştim. Parçalaya parçalaya yok etmiştim kalbimi. Umutlarımın bileklerini defalarca kesmiştim. Hayallerimi asmıştım kalplerinden.  Becerememişim. O

Umut Yeşili

Resim
Önümdeki boş sayfaya bir o kadar dolu bir kalple bakıyorum saatlerdir. Kalem parmaklarımda döndü bir bir. Defalarca... Saatlerdir kalem, her iki parmağımın arasını dolaştı. Karalanmadı kağıt. Kalbimin dilini beynim çözemedi ilk defa. Saatlerdir konuştuğu dili anlamaya çalışıyor. Şimdiyse bir şeyler saçmalanıyor. Yalnızlık vardı. Umutsuzluk... Bir huzursuzluk da vardı. Güzel rüyalar vardı sonra. Gerçekler ne kadar acıysa rüyalar o kadar güzeldi. Yalnızca sevgi yoktu, aşk yoktu. Güzel bakan bir çift göz yoktu mesela. Yatağın boş tarafı vardı. Bir nefes eksikti ensemde. Başımın altında bir omuz... Avuçlarımda bir avuç eksikti ve benim nefesim eksikti en çok. En çok ben eksiktim. Kahvaltıda bir bardak çay eksikti. Akşamları bir kadeh şarap. Yağmurlarda bir tutam kahve kokusu eksikti. Ruhum eksikti bir de. Güzel olan her şey eksikti. Sonra sen geldin. Aylardır bekliyormuşum gibi bir çırpıda üstüne giyindin "Bayım"ı. İncecik parmaklarını yüzüme düşen her saç

On Dört

Hiçbir şeye sahip değilim. Bana ait olan hiçbir şey yok. Kalemimle kağıdım bu yüzden var belki de. Kaybettiğim, sahip ya da ait olamadığım onca şey için, bir kaleme sahibim. Kalbimden dolup taşan onca şeyi karalayabilmek için var bu sayfa. Sarılıp ağlayabilmem için var kedim. Bütün derdimi anlatabilmem için... Hiçbir şeye sahip olmadığım halde bir çok derde sahibim. Kaybettiğim her şeyi bir gurur gibi taşıyorum göğsümde. Acılarım, birer nişane göğsümde. Ve yaşadığım hiçbir acıdan kaçmıyorum. Üstüne basa basa ben bu acıyı yaşadım diyorum. Ve en büyüğüyle daha bir çocukken tanıştım. Ölümü, küçük bir çocukken verdiler kollarıma. Nefes almayan kardeşimi daha dün aldım kollarıma adeta. Belki de ben, bu yüzden çocuk kaldım. 14 yaşımda takıldım kaldım. Her yıl sonunda başa sardım yeniden. Her yıl yeniden yaşadım. Aşkı da 14'ümde tattım ben. Kardeşimi mezara koyduktan sonra tanıştım aşkla. Belki de kardeşim olmadığından aşk dedim adına. Ama sevdim. O adamı çok sevdim ben. İçimi ka