Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 21"

Resim
           Yalan; benim canımı en çok yakan şeydir. Aptal yerine konulmak, bir şeyleri saklamaya çalışmak aşağılamanın farklı bir biçimidir. Hayatında bulunan her insan yapar bunu günün birinde. Canının acısı, o insana verdiğin değerle de doğru orantılıdır. Bir arkadaşının yalanı o kadar acıtmaz da dostunun, sevgilinin yalanı deler geçer kalbini. Kasıp kavurur, beynine ağrıları sokuşturur.             Soğuk bir güne sıcacık bir merhaba demiştim bu sabah. İstediğim noktada olmasak da yol kat ediyorduk Güneş'le. Bu ileride istediğim noktaya gelebileceğimizin sinyalleriydi elbette. Başka ne olacaktı ki canım? Bugün çok iyiyken yarın kötü mü olacaktık yani? Pehh... Sabah sporumu unutuyordum az kalsın. Bütün sosyal medyadan Güneş'in profillerini incelemem gerekiyordu. Belki gece bir şeyler karalamıştı. Ya da bir şarkı paylaşmıştı belki. Belki de bir fotoğraf... Siktir!!! Fotoğraf paylaşmış. Üstelik yanında da bir kız...! Bir dakika ya bu kız? Eee bu kız???            

Alkımın Güneşi "Bölüm 20"

Resim
          Yorgunluğun ve sarhoşluğun verdiği yetkiye dayanarak öğlen üç gibi anca uyanmıştım. Biraz daha uyuyasım vardı açıkçası. Bu kararımı uygulamaya soktuğum anda dün gece yaşananlar aklıma geldi. Sarhoş olmuştum! Hem de Güneş'in yanında! Rezil olmuştum resmen ya! Ama bundan daha önemli bir mesele vardı. Güneş'le yatmak istediğini çekinmeden söyleyen bir kaltak vardı ve o şuan Güneş'in evindeydi. Yataktan kalkmaya çalışırken Gökmen'i aradım. Uzun uzun çaldı, açan olmadı. Bir daha aradım. Sonra Güneş'i. Sonra tekrar Gökmen'i. İkisi de açmıyordu telefonlarını. Umudumu yitirmeye başlamışken Gökmen telefonu açtı.             -Hı?             -Oha! Uyuyor musun sen?             -Evet.             -Güneş?             -O da uyuyor.             -Kızlar?             -Sabah sekiz gibi gittiler.                         -Geleyim mi?             -Gel canım.             İyi de ne olmuştu da bu kızlar sabahın köründe gitmişler

Daha Çok

Resim
Geçmişten bugüne değişen çok şey var. Değişmemesi mümkün değil aslında. Olması gereken oluyor; hep olduğu gibi... Olması gereken beni eksiltiyor, enkazlara gömüyor. Benim ruhumdan her adımda bir parça alıp da götürüyor. Getirmiyor geri. Ne götürdüğünü getiriyor ne de yenisini... Her geçen gün biraz daha eksiliyorum. Biraz daha bıkıyorum kendimden. Kendim! Bir zamanlar nasıl severdim. Sevişlerimi severdim bir zamanlar. Yıldızlar ekleye ekleye severdim. Parmak uçlarıma kalkıp gözlerim kapalı sonsuz kez dönerdim. Sevdiğim zamanlar ne güzeldim! Ne huzurlu, umutlu, nasıl mutluydum. Yüreğime aşk değerdi ve ben baştan aşağı aşk olurdum. Aşk kokardı saçlarım. Hiç olmadığım kadar fazla olurdum. Ruhum fazlalaşırdı. Ruhum; bedenime sığamayacak kadar çok olurdu. İç organlarımın her biri sevgiyle dolup da taşardı. Eksildim. Her yeni gün; biraz daha çaldı sevgimi, ruhumu... Umut getirmedi. Kalan umudumu alıp da götürdü. Getirmedi geri. Nefesim eksildi. Daha çok sigara içtim her geçen gün

Alkımın Güneşi "Bölüm 19"

Resim
                        Size gece hayatının en önemli kuralından bahsedeyim: Sevdiğiniz adamla eğlenmeye gittiyseniz, ona güvenseniz de güvenmeseniz de masada bırakıp tuvalete gitmeyin. Gidecekseniz de bir an önce dönmeye çalışın. Geldiğinizde istemediğiniz manzaralarla karşılaşabilirsiniz çünkü.             İnci Koray’ın kollarından bir şekilde kurtulmuş kendini çoktan Güneş'in kollarına atmıştı. Koray'la dans ederken gülümsemeyen kız, Güneş'in kollarında kahkahalara boğuluyordu. "Bu da neyin nesi?" dercesine Koray'a baktım.             -Tutamadım. Sen gider gitmez Güneş'in kollarına atladı.             -Nasıl ya? Oğlum bırakmasaydın?             -Napim elimden bu kadarı geldi. Tamam siktir et gece uzun daha.             O sırada Koray çalan telefonu açmak için kapıya çıktı. Gökmen tuvalete gitti. Güneş ve İnci kahkahalar eşliğinde dans ederken ben masadaki çerezlere gömdüm kendimi. Avuç avuç yemeye başladım. Sonra gözüm karşımd

Alkımın Güneşi "Bölüm 18"

Resim
            Uzun zamandır ertelenen Alsancak planımızı sonunda gerçekleştirmeye karar verdik. Üstelik bu plan en yoğun olacağım günün akşamına konuldu. Yapılmayı bekleyen bir sunum vardı ve ne kadar zamanımı alacağı da meçhuldü. Sonrasında da yemek falan derken akşam olacaktı zaten. Bir de üzerini değiştirmesiydi, makyajıydı ohooo siz gidin eğlenin almaya gelirim ben gibi bir şey olacaktı.             Tabi ki de böyle olmadı. Söz konusu Güneş'se ben her zaman hazırdım zaten. Hazır olurdum. Olmak zorundaydım. Sonuçta o Güneş'ti. Bekletmemeliydim. Bir problem çıkmamalıydı.             -Akşam sekiz gibi çıkarız o zaman Buca'dan?             -Tamamdır.             Sonunda gidiyorduk. Günlerdir ertelenen, bir türlü gerçekleşmeyen plan sonunda gerçek olmak üzereydi. Allah'ım çok heyecanlıydım! Göz göze dans edecektik şimdi. Ben çaktırmadan sarılıyor ayağına öpecektim falan onu. Herkes bizi sevgili sanacaktı. Belki de bu gece artık sevgili olacaktık?

Alkımın Güneşi "Bölüm 17"

Resim
             Ertelediğim alarmların üzerine akşamdan tembihlediğim annem ve babam da uyandırmak için peş peşe arayınca artık kalkmak zorunda kaldım. Tabi bu da çok zor oldu. Hem ruhen hem bedenen. Güneş öyle bir sarılmıştı ki uzanıp telefonu bile çok zor aldım. Üstelik uykusu da çok ağırdı. Telefon susmadığı halde Güneş hala mışıl mışıl uyuyordu. Uyanmayacağını bildiğim halde parmak uçlarımda odaya gittim. Dakikalarca ne giyeceğime baktıktan sonra her zamanki gibi kot tişört yapmaya karar verip banyoya geçtim. Duşa girdiğim anda acı gerçekle karşılaştım. Sular kesik! Saçlarımdaki yağdan 2 kilo patatesi çok rahat kızartırsın yani o kadar diyeyim. Bu halde nasıl gideceğim ben okula ya? Çok da önemli bugünkü ders. Off!             Küfür ede ede duştan çıkıp giyindim yeniden. Aynanın karşısında hem kendime hem kaderime sövmeye devam ettim. Bir çırpıda saçlarımı her kızın kurtarıcısı olan balerin topuzu yapıp yanlarından küçük tutamları çıkardım. Bir parfüm bulutuyla salona girdi

Alkımın Güneşi "Bölüm 16"

Resim
             Koray geri geldiğinde ağzını açıp tek kelime etmedi. Çoktan film moduna girmiştik biz. Koray da yanımıza oturdu. Güneş’le aramda Gökmen vardı. Ne diye aramıza girmişti anlamamıştım ama bu gece şansımı daha fazla zorlamak da istemiyordum. İyiydi böyle. Güneş zaten uyuyordu. Filmi bile izlemiyordu.             Film bittiğinde eve gidiyorum diye ayaklandım ben. Güneş hala uyuyordu. Aklıma bir şey gelmişti. Güneş’i uyandırdım.             -Senin sabah sınavın var dimi?             -Ne sınav mı ııhh evet.             -O zaman bana gel istersen. Benim de dersim var. Uyuyakalmazsın bu kez.             -Haa? Yok ya çok üşendim. Gelmeyeyim.             -Tamam sen bilirsin.                         -İyi geceler canım.             Neeeey????? Canım mı??? Güneş bana canım demişti! İlk defa canım demişti bana. Aman Allah’ım!!! Canıydım tabi ben onun. Her şeyiydim. Yakında da sevgilisi olurdum. Sonra da karısı. Mutlu mesut yaşardık işte.