Alkımın Güneşi "Bölüm 24"
Gün aymıştı. "Gün aydı!" diye horozlar bağırıyordu dışarıda. Dün gece deli gibi yağan yağmurdan eser yoktu. Onun yerine sıcacık bir güneş vuruyordu henüz açılmaya çalışan gözlerime. Saat daha sekizdi ve benim uykum bitmişti! Sadece dört saat uyumuş ve fazlasıyla şarap içmiş olmama rağmen 'horozun sesine' uyanmıştım bu sabah. Bu köy böylesine mükemmel olmayı nasıl başarıyordu? -Günaydın! İyi uyudunuz mu? Sizin için dolaba bir şişe şarap bırakmıştık. Sevdiniz mi? Farklı bir tattır. Umarım beğenmişsinizdir. Bu sıcacık konuşma, pansiyonun sahibi Hikmet amcanın tatlı eşi Nermin teyzeden başkasına ait değildi. Kısa boyu, boyuna göre biraz fazla olan kilosuyla tatlı mı tatlı bir teyzeydi kendisi. Bu tatlılığını kulaklarının hemen altında biten sarı saçları tamamlıyordu. Diplerine bakacak olursak yaşının ona armağan ettiği beyazları sevmeyip de boyamıştı sarıya. Neredeyse yarım asırdır yaşıyordu bu tatlı çift. Ve birbirlerine