Saklambaç

Ve sen gittin.
Ardında yıkık dökük bir kadın bırakarak.
Bu kez dönmemek üzere bütün köprüleri yıkarak
Gittin.
Hiçbir anı yaşanmamış gibi şimdi.
Gülüşler, birlikte değil.
Acılar da...
Çünkü biz,
Başka acılarımızı sardık her zaman.
Ve şimdi bir acı var ortada durmadan kanayan.
Sebep olan bir başkası değil.
Bu kez sen acıttın yüreğimi.
Saçlarımı bu kez sen kestin
Ve sen tokat gibi suratıma indirdin terk edilmeyi.
Eylül, turuncusuna sarıp aldı bizi.
Acılarını sırtımıza yükledi Eylül.
Acılarımızın çoğunu barındıran Eylül,
Bir acı daha ekledi sinesine.

Sen gittin.
Hiç gelmemiş, hiç söz vermemiş gibi.
Gecenin bir vakti sokaklarda kalmamış,
Uyurken şarkılar söylememiş gibi.
Bakmamış gibi gözlerime
Ve kokumu hiç içine çekmemiş gibi.

Sadece gittin.
Gittiğini bilmeme hakkım yokmuş gibi
Haber vermeden kayboldun koca şehirde.
Kocaman yüreğimde saklambaç oynadın benimle
Ve bulamadım seni.
Ki bulsam, mahvedecektim, unutacaktım seni.
Ama öyle saklanmışsın ki bu kez,
Ulaşamıyorum.
Duyamıyorum artık aşk kokan sözlerini
Ve gözlerini göremiyorum.

Sen gittin.
Ben düşman oldum İzmir'e.
Sen sadece gittin.
Ben koca kan kustum koca şehre.

Gittin işte!
Var mı ötesi?
Bir gece, yine ansızın siktir olup gittin!

Ben hiç olmamışım gibi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen