Kayıtlar

izmir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Belki Diyorum Yine

Bu gece; yaşanmış, yaşanmamış veyahut yaşanamamış onca şeyi koydum bir kutuya. Bugüne dek tanıdığım, ya da yanlış tanıdığım kim var kim yoksa o kutuda. Ben bu gece; yüreğimi çıkardım koydum önümdeki masaya. Sevmezsin diye beyaz ışığı, zifiri karanlığa boyadım geceyi. Mumlarımla aydınlattım biraz biraz. Tütsülerimle ahenk kattım. Ve açtım şarabımı. Sana içtim. En başa... Annenin rahmini terk ettiğin güne, ve bensiz geçirdiğin, sensiz geçirdiğim bir güne daha içtim. Yapıp yapıp, birer birer yıktığım, yaktığım umutlarımı koydum önüme. En güzellerini seçtim. Tuhaftır ki umutlar, küle de dönse yeniden yakılabiliyor. Bir kez daha yaktım hepsini. Çünkü ben hep korktum. Sahip olmaktan, ait olmaktan korktum hep. Geçtim sahiplik eklerini. Bir olmak korkuttu beni. Defalarca kez yakıp yıktığım adamın kalbini bir kez daha kırabilme ihtimalim korkuttu. O yüzdendir nerede olabileceğini tahmin dahi etmeden, gidebileceğin yerlere gidişim. Ve yine korkup hiçbir kapıyı çalmadan geri gelişlerim. Sır

Saklambaç

Ve sen gittin. Ardında yıkık dökük bir kadın bırakarak. Bu kez dönmemek üzere bütün köprüleri yıkarak Gittin. Hiçbir anı yaşanmamış gibi şimdi. Gülüşler, birlikte değil. Acılar da... Çünkü biz, Başka acılarımızı sardık her zaman. Ve şimdi bir acı var ortada durmadan kanayan. Sebep olan bir başkası değil. Bu kez sen acıttın yüreğimi. Saçlarımı bu kez sen kestin Ve sen tokat gibi suratıma indirdin terk edilmeyi. Eylül, turuncusuna sarıp aldı bizi. Acılarını sırtımıza yükledi Eylül. Acılarımızın çoğunu barındıran Eylül, Bir acı daha ekledi sinesine. Sen gittin. Hiç gelmemiş, hiç söz vermemiş gibi. Gecenin bir vakti sokaklarda kalmamış, Uyurken şarkılar söylememiş gibi. Bakmamış gibi gözlerime Ve kokumu hiç içine çekmemiş gibi. Sadece gittin. Gittiğini bilmeme hakkım yokmuş gibi Haber vermeden kayboldun koca şehirde. Kocaman yüreğimde saklambaç oynadın benimle Ve bulamadım seni. Ki bulsam, mahvedecektim, unutacaktım seni. Ama öyle saklanmışsın ki bu kez, Ul

Benim Gördüğüm

Bitebilir mi bir gün hayat? Sevinçler, umutlar, yalnızlıklar... Söylenecek sözler biter mi bir gün? Dünya bir gün geçer mi dönmekten? İsyan eder mi evrene; sen, ben gibi? İnsan umutları olduğu sürece yaşar. İnsan planlar yapar yıllar sonraya. Çoğu zaman alt üst olur planlar. Hayatın ışıkları kapanır çoğu zaman. Tutunabileceğin dal sınırlıdır. Bir gün sona erer o dallar. Kaybolur her şey gibi. Umut gibi, sevgi gibi. Tek şey baki kalır geriye. Yani bence. İnsanı terk etmeyen tek şey hüzündür. İstisnası yok! Her daim hayatındadır hüzün. Farklı kostümler giyer, insanın içinde gezer. Beklemediğin anlarda çıkar karşına hüzün. En mutlu olduğun anda, gelir oturur bazen başucuna. Bitebilir bir gün hayat. İnsanlık, umutlar biter bir gün. Ardında kalan tek şeydir hüzün. Aslında her gün gördüğün, buna rağmen güldüğün. Kalemim bitebilir bir gün. Tükenebilir dizelerim, kelimelerim. Umutlar benzer, sevinçler benzer, acılar ise aynıdır bazen. Lakin AŞK; yalnızca benim gördüğüm! Kasım 2013 İz

Sayet Olursem Bu Gece

Şayet; Ölürsem ben bu gece, Kim bilecek nedenini? Beni öldürenin ne olduğunu bilen var mı? Günden güne ölüyorum. Hisseden var mı? Ne yazacak otopsi? Kan kaybı yahut kalp krizi. Kim bilecek için için eriyip tükendiğimi? Kim bilecek Kalbimin taşıdığı onlarca hüznü? Onlarca gözyaşını ve  Bu güne kadar milyon defa öldüğümü? Gidersem öksüz mü kalır dağlar? Yarım mı kalır şarkılar? Çıkar mı nazı çekecek biri daha? Peki yaşar mı Çağla her gün ölürken içten içe? Bir daha gülebilir mi bu gece? Bir sabah daha olur  Ve doğar mı güneş evime? Mutluluk yanaşır mı sineme? Ben ölürsem bu gece, Kimse bilmez beni öldüreni. Ölürsem şayet, Cinayete kurbandır bir tek. Ve bir katilim var. Nefeslerimi, umutlarımı, kalbimi Çalan, Paramparça yapan bir katilim var. Yüzü bende kaldı. Çiçekler susuz, Şarkılar yarım. Sevdaya dair her şey yarım. Bir şarkı bitti Ve bir şiir yarım. Umut, huzur, tebessüm Hepsi yarım. Sevdiğim şehir yarı