Enkaz

Yeni bir hayata başlayabilmek için hayatımdan çıkardığım adamın gözlerindeki umutsuzluğu gördüm bugün. Gözlerindeki bulutları, akmamak için göz kapaklarını parçalayan damlaları gördüm.

Sonra ben ne zaman bu kadar kötü biri oldum diye düşündüm. Onu kırmıştım. Bir zamanlar da o beni kırmıştı evet. İntikam alma gibi bir niyetim olmamıştı. Ya da olmuş muydu içerlerde bir yerde? Kalbinin acımasının ne demek olduğunu en iyi ben bilirdim. Buna rağmen nasıl incitmiştim o adamı?

Ve işte karşımdaydı. Bana ne dediği belirsiz gözlerle bakıyordu. Belki nefret gizliydi o bakışlarda belki de hala seviyordu. Kanaya kanaya sevmeye devam ediyordu benim bir zamanlar yaptığım gibi. Peki ben nasıl unutmuştum onu? Ardından ağıtlar yakarken, nasıl uğurlamıştım kalbimden?

Peki şimdi ne olacaktı? Nasıl yaşayacaktı adam? Gülecek miydi yüzü? Ne mutlu edecekti onu? Ya da var mıydı artık onu mutlu edebilecek bir şey?

Yarattığım enkazın yanından geçtim bugün. Öylece bana bakan gözleri görmezden gelip başımı önüme eğdim. Suçlu bir çocuk gibi. Acı çektirdiğini bilen, ama geri de dönemeyen, yere batasıca bir gurura sahip güçlü bir kadın gibi.

Yarattığım enkaz baktı ardımdan. Dön der gibi. Bir kez daha sarılmak ister gibi.
Gururum yürüdü gitti. Beynim devam etti yoluna.

Kalbim ve ruhumu ise ceplerine bıraktım adamın.
Adam fark etmedi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen