En Acı Şahitlik
Bir zamanlar sevdiğim adamların bu zamanlar bir kadını
sevişini görüyorum. Kana kana... Gözlerinin içine kocaman bir aşka bakışını...
Sıkıca tutuşunu ellerini... Koklayarak öpüşünü... İçine sokarcasına
sarılışını...
Bu aralar ben, onlarca aşka
şahit oluyorum. Her birine bakarken dudağımı ısırıyorum nazar değmesin diye.
Oysa onlar değil miydi bir zamanlar canımı verircesine sevdiğim? Şu kızın elini
sıkıca tutan adam değil miydi bana yüreğini açamayan? O adam değil miydi içime
girip de beni içine alamayan?
Sorguluyorum sonra. Neyi eksik yaptığımı. Yanlışın ne
olduğunu, neden sevilmediğimi soruyorum kendime defalarca. Sevdiğine aşkla
bakan adamların her birinin gözlerinin en derinine bakıyorum. Ne değişti diye.
Gözlerim içini çeke çeke niye sevemedin beni diye soruyor her birine. Her biri
de anlamıyor beni teker teker. Gözlerimin sorusunu duymuyor.
Avuçlarım mı kirliydi diyorum elimi tutmayan adama. Kalbin mi
küçüktü diyorum beni içine sokmayana. Sığardım oysa. Kambur durur diz çömer
otururdum yine de baş köşesine. Sıkıca tutunurdum umutlarına. Ya da yıkardım
ellerimi. Bembeyaz çarşaflar kadar temiz olurdu yine. Umutlarım kadar güzel
kokardı.
Yine de gülümsüyorum yanlarında aşklarını görünce. Mutlu
olun diyorum içimden geldiğince. Ben olamadım siz olun diyorum içime içime.
Sonra gözlerim o kızın gözlerine sessizce fısıldıyor iyi bak adamıma diye. Adam
anlamazken o anlıyor işte. Kadın çünkü. Tanımasa da en küçük hareketinin
sebebini dahi bilir. Gözlerimin bulutlanmasını anlıyor. Yuttuğum yumruğu da.
Kanayan kalbimi görebiliyor onunmuş gibi. O da sessizce bana fısıldıyor bu kez.
Sen de mutlu ol diye.
Mutlu nasıl olunur söylemiyor. Adamın ona nasıl aşık olduğunu da. Kendin keşfet diyor.
Ama yıllardır aşkı aradığımı bilmiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder