Kayıtlar

avuç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

En Acı Şahitlik

Resim
Bir zamanlar sevdiğim adamların bu zamanlar bir kadını sevişini görüyorum. Kana kana... Gözlerinin içine kocaman bir aşka bakışını... Sıkıca tutuşunu ellerini... Koklayarak öpüşünü... İçine sokarcasına sarılışını... Bu aralar ben, onlarca aşka şahit oluyorum. Her birine bakarken dudağımı ısırıyorum nazar değmesin diye. Oysa onlar değil miydi bir zamanlar canımı verircesine sevdiğim? Şu kızın elini sıkıca tutan adam değil miydi bana yüreğini açamayan? O adam değil miydi içime girip de beni içine alamayan? Sorguluyorum sonra. Neyi eksik yaptığımı. Yanlışın ne olduğunu, neden sevilmediğimi soruyorum kendime defalarca. Sevdiğine aşkla bakan adamların her birinin gözlerinin en derinine bakıyorum. Ne değişti diye. Gözlerim içini çeke çeke niye sevemedin beni diye soruyor her birine. Her biri de anlamıyor beni teker teker. Gözlerimin sorusunu duymuyor. Avuçlarım mı kirliydi diyorum elimi tutmayan adama. Kalbin mi küçüktü diyorum beni içine sokmayana. Sığardım oysa. Kambur

Son Sokak Lambası

Resim
Şarap; açılmak için aşk arar. Aşk olsun da açılıp buram buram kokutsun her yeri.  Şarap; en güzel aşka açtı bu gece kendini. Umutsuzluğa, hiçbir zaman gerçek olmayacak rüyalara, kurulup da enkaza dönüşü izlenen hayallere açıldı en güzel kokan şarap. Sana soyundu bu gece. Hiçbir soyunması bu kadar anlamlı olmamıştı. Affet beni. Seni unuttuğum yalanıyla kendimi kandırdım. Çok başarılıyımdır yalan söyleme konusunda. Bir kez daha başarmıştım. Söylediğim yalana herkesi inandırmıştım; kendim dahil. Yapamamışım. Affet cennetim. Seni unuttum diye başka kalpleri sürdüm yüreğime. Belki de seni unutayım diye. Başka evlerde uyandım, başka boyunlardan çektim içime aşkı.  Başaramamışım. Affet beni on sekizim. Sen diye tutmuşum avcuma kenetlenen incecik parmakları. Gözlerini sen yerine koyup da bakmışım en derinlerine. Kokunu başka adamlara yakıştırmışım. Olmamış, yapamamışım. Çocuk yanım, affet. Sen sanıp da bakmışım sokağımı terk eden adamların peşinden. Bakarsam; s

Bir Ben Var

Resim
Boğazımda bir yumruk var. Yemin ediyorum yutkunamıyorum son birkaç gündür. Son birkaç gündür hıçkıra hıçkıra ağlıyorum da yine de yetmiyor. Bitmiyor gözyaşlarım. Ne hıçkırıklarla dökülmekten usanıyor ne de içime akmaktan. Bir yumruk var kalbimin üzerinde. Kalbimin üzerinde parmak izleri var; bazı izlerin ne zaman olduğunu bile bilmediğim. Bedenimde kaç adamın izi var? Ruhumda kaçının kokusu var hala? Neden var bunca koku? Bunca adam hala hayatımda neden var? Bir yumruk var evimdeki her aynada. Bunu tanıyorum. Benim yumruğumdan başkası değil. Ellerimde kanlar var yine. Avuçlarımda yine saçlarım var. Kalbimde hayal kırıklıkları, gidişler var. Terk edilişler var kalbimde. Ruhumda yarım kalmış onlarca aşk var. İçimde benden öte bir ben var. Ne zamandır orada olduğunu bilmediğim, Ne kadar kalacağını da. Her günümde apayrı bir terk ediliş var. Bazen de terk edilişleri süsleyen aldatmalar var. Bunca şeyin arasında bir de ben var. Nerede olduğunu bilmediğim bir ben... Yo

Yalnızlığın Mumu

Resim
Ne kadar mutluysam, o kadar mum yanardı benim küçük ahşap masamda. Ne kadar fazlaysak, o kadar kadeh konurdu. Bazen bir kişi bütün kalabalıklara bedel olurdu. Sabaha kadar yanardı mumlarımız. Sabaha kadar şarap kokardı saçlarım. Düşlerim, avuçlarım şarap kokardı. Şarap demek; huzur demekti benim sözlüğümde. Yanında ancak huzur vereni varsa açılırdı en güzel şişeler. Öyle herkesle içilmezdi. Ben içmezdim. Sol yanımı aralamayı başarmış insanlar otururdu bu masaya. Kimin oturacağını da kimin kalkacağını da ben seçtim her zaman. Yalnızlığı seçmemiştim. Tek başıma en güzel kokulu şarapları içeceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Yanlış yaptığım bir şeyler var bir yerlerde. Biliyorum. Sadece yanlış yaptığımı biliyorum. Hala göremiyorum yanlışın ne olduğunu. Sıkmaktan ağrıyor artık yumruklarım. Sıkıp da bir yere indirememek yakıyor canımı. Kontrolsüzken, canımı yaksam da fark etmezdim. Etmezdim ve geçerdi her şey. Sıkılı kalmazdı yumruğum. Kendime geldiğimden beridir ki akmasın di

İğreti Sevda

Resim
İçimden mevsimler geçiyor; mevsimlerin içinden geçmemden ziyade. Bedenim; soğuktan donmak üzereyken güneşler açıyor kalbimde. İçimden; içinde 'ben' olmayan sevdalar geçiyor. Gördüğüm her aşka imrenircesine bakıyorum. Vitrindeki o pahalı oyuncağa aşık çocuk gibi. Vitrinleri geziyorum da boy boy aşk beğeniyorum kendime. Niyeyse olmuyor hiçbiri bedenime. Pot duruyor, oturmuyor. Sevda; üzerimde komşunun büyük çocuğunun eski elbiseleri kadar iğreti kalıyor.  Bu aralar gülüşlerim de iğreti duruyor dudaklarımda. Koca gözlerim kocaman bakmak istemiyor sanki hiçbir şeye. Uzun zamanların sonunda çekilip bir köşeye bakıyorum aynadan kendime. Hayatıma, yaşadıklarıma... En çok da umutlarıma bakıyorum. Hayallerime bakıyorum sonra. "Ne istedim, ne yaşıyorum?" diyorum zaman zaman. Aslına bakarsan; bundan başka da bir cümle kurmuyorum pek fazla. Tezatlıklarımı izliyorum tırnaklarımı dişleyerek. Kırılıp dökülen hayallerime artık sitemle de bakmıyorum. Kırgın, buruk, umutsuz teb

Yansımalar

Resim
Fotoğraflarını koyuyorum da önüme tek tek; buğulanıyor gözlerim. Yitirdiklerime değil; hiç sahip olamadıklarıma dertleniyorum mesela. Seninle geçiremediğim bir hayat, canımı acıtıyor zaman zaman. Mutlu olduğum anlarda yanımda arıyorum seni. Mutsuzluğumdan bahsetmiyorum bile ki başrol sensin nasılsa. Olmayışın... Kimseler görmeden odamda yaşatıyorum seni. Duvarlarımda, satırlarımda, yastığımın altında... Yastığımın kenarında asılı kalmış gülüşlerin var mesela. Başımın altında yastıktan önce kolun... Avuçlarımda ellerin ve sırtımda göğsün var yorgandan önce. Üşüdüğüm gecelerde sıkıca karnıma dolanmış kolların var. Ensemde nefes alışların ve saçlarıma karışmış kirpiklerin var. Kahkahaların var evimin her köşesinde yankı yankı. Kokun var gizli saklı bi' yerlerde. İsmin var umutlarımda. Kurduğum her hayal adınla başlıyor ve her hayal kırıklığım son buluyor adınla. Yokluğun da en az varlığın kadar sarıyor bütün ruhumu. Daha fazla sarıyor hatta. Varlığının tam tersine üşütüyor beni

Sevmeyin Kana Kana

Resim
Bir adamı kalbinizi kanatırcasına sevmeyin sakın. Canınızın en içi demeyin ona. Bakmayın bir adamın yalan dolu gözlerine. Umutlanmayın buluşursa avuçlarınız. Göğsünde uyur kalırsanız Ve örterse üzerinizi, Sakın ola hayaller kurmayın. Geleceğinize koymayın hiçbir adamı. Kokusunu çekmeyin içinize. Uykudan uyandığı haline Aşık olmayın sakın. Saçlarını kapatmayın yüzünüze. Nefesini de dinlemeyin, Kalp ritmini de. Saymayın kirpiklerini de. Gözlerinin rengini kestirmeye çalışmayın. Parmaklarını öpmeyin sakın! Sarılmayın boynuna da, ruhuna da. Adam gider. Günün birinde yok olur hayatınızdan. Hiç gelmemiş gibi. Hiç tanışmamışsınız gibi gider. Bir enkaza dönseniz bile, Sorumlusu olduğunu düşünmez. Sevginizi de düşünmez. Umutlarınız, hayalleriniz, Onun için hiçbir anlam ifade etmez.

Cennet

Şimdiden öncede sıkışıp kalmış dizelerimi yokluyorum şimdi. Kafamda yazmaya başlayıp, yarım bıraktığım dizeler bunlar. Ne tamamı var ne büyük kısmı eksik. Biraz kesik kesik sadece. Yanıbaşımdasın. Gözümü açtığımda öldüğümü sandığım gün gibi tıpkı. Habersiz değilsin bu kez. Bile isteye, başımı omzuna yasladığımsın. Saçlarını okşarken söylediğim onlarca şey var. Dışımdan söylemeye cesaret edemeyip yutuşlarım tüm sözleri. Açınca gözlerini, fark etme diye kapanan göz kapaklarım ve ısrarla sana doğru atan kalp atışlarım var. Bunların her birini gözlerine baka baka söylesem, sona erecek sanki. Henüz yeni başlamış masal, kendini yazmadan her güzelliği yok edecek gibi. Ben; Hala öldüğümü düşünüyorum. Gözümü açıp seni gördüğüm her an, cennette sanıyorum hala kendimi. Sesini duyar duymaz gülümsemeye başlıyorum. Sonra büyü bozulmasın diye engel oluyorum kendime. Mesela sana hiç güzel şeylerden bahsetmiyorum. Seni nasıl sevebileceğimi anlatmıyorum sana. İzin versen ne kadar mutlu olabile

Aşk Kokan Yerinden

Resim
Kanatlarından astım turnaları sevgilim. Gülleri aşk kokan yerinden soldurdum. Geçti baharlar, geçti mevsim. Ne sen bana yar oldun Ne saçlarıma dokundun bir gece daha. Kalbimden astım kendimi. Avuçlarımı kan kokularıyla doldurdum. Kalmadı senin izlerin Senin ellerin kalmadı avuçlarımda. Sen başka tene yar olduğun gün, Ben ellerini öldürdüm sevgilim. Kokunu hapsettim müebbet! Sürgün verdim kendime. Senin teninden sürgün yedim be adam! Tutsağı olduğum gözlerinden Çocuklar gibi avaz avaz kaçtım. Gidişinin kaç zamanı doldu bilmem artık. Bıraktım saymaları. Beklemeleri de bıraktım. İçine çekerek öptüğün her saç telinde, Bir günah olarak kulağına fısıldadım. İşlediğin günahı hiç unutma diye, Her gün sana beni hatırlattım. Aşk kokan yerinden soldu güller. Ben soldurdum! Sen kokan yerimden kanadım ben. Yokluğunu yine ben doldurdum!

24 Saat

Resim
Bir değişimi gözlemlemeye 24 saat yetermiş. Yalnızca 24 saat. Belki de daha az. Dönüp düşündüğümde 24 saat önce her şeyin çok daha farklı olduğu gerçeği vuruyor yüzüme. Mutluydum sanki. Ya da ben öyle sanıyordum. Belki kandırıldım. Yalanlar söylendi belki. Belki de ben izin verdim buna. Hadi dedim. Söyle bütün yalanları gözlerime baka baka. Avuçlarındayken kalbim, sık bakalım ne kadar yakacaksın canımı dedim. Gözlerim kapalı, canımın yanışını izledim belki de. İzin verilseydi eğer, belki ne çok severdim seni. Nasıl sever, nasıl sakınırdım herkesten. Canın yanmasın diye yakardım canımı eğer ki müsaade etseydin. Ben yakmadan yakmasaydın canımı. Huzurun sesini dinlediğimi sandım ben dün gece sabaha kadar. Konuşan huzurdu, gözlerime bakan, avuçlarımı öpendi huzur. Hiç yabancı gelmemişti. "Yıllar önce kaybettiğim sevgilimdi sanki." Bir çift gözün, dünyayı durduracağını sanarak hata yaptım belki de. Merkezim, o olur dememdi hatam. Çünkü sevmek hata değildir. Aşık olmak