Kayıtlar

nefes etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kaçıncı

Resim
Uzun süre ayrı kalmışız seninle. Ama ne uzun! Öyle ki; mevsim değişmiş ayrı kaldığımız zaman diliminde. Sonra bi' kavuşmuşuz biz! Ama ne kavuşma o! Serin yaz akşamları gibi... Kızgın kumlardan serin sulara atlamışız adeta. Yaprak dökmüş ağaçlar, serin akşamların sabahında. Mevsim turuncu olmuş. Sen öperek susturduğunda beni yanaklarımın turuncusu...  Öyle bi' kavuşmuşuz ki; birer büyük açmış her masa şerefimize. Işıl ışıl yanan lambaların altındaki herkes bizi konuşmuş. Öyle sarılmışsın bana. Gelişine kalkmış kadehler; Alsancak'ın şiir kokan sokaklarında. Sonra bir şiir dökülmüş senin dudaklarından; gözlerimin içine baka baka. Yanan sigaralarımız unutulmuş tablasında. Daha ilk kadehte sarhoş olmuşuz.  Dudaklarımız! Anasona bulanmış dudaklarımız, mühür olmuş birbirine.  Sonra gece... Sevmişiz birbirimizi ama ne sevmek! Kokunu nefes diye çekmişim içime. Ellerin! Yüzümün her santimini ezberlemiş. Ben o gece boynuna aşık olmuşum.  Sonra sabah! Sen en sevdiğ

Sana Rağmen

Resim
Öyle bir şey var ki seninle aramızda! Bazen yokken bile aklımdasın. An oluyor; olduğun anları unutuyorum. Nefes alamıyorum bazen yanında. Bazen de yokken nefes alamıyorum. Bazı anlar seni görmek için oyunlar oynarken; bazı anlar ise seni gördüğümde yanında olmak istiyorum. Sensiz bitirmek istemiyorum hiçbir günü. Göğsünde uyumak istiyorum. Rüyalarında sayıkladığın onlarca anıya eşlik etmek istiyorum. Sabah kahvaltılarına, öğle, akşam yemeklerine, içtiğin kahvelere... Öyle anlar geliyor ki sadece sana koşup anlatmak istiyorum. Öyle mutluluklarım, öyle hüzünlerim... Bazen sokakta başını okşadığım köpekten bile bahsetmek istiyorum sana. Sensiz geçirdiğim her anımda aldığım nefeslerden bahsetmek istiyorum. Sonra kim olduğunu hatırlıyorum. Hiçbir şeyin olmadığım geliyor aklıma ve susuyorum bazen. Sebebini sorduğun susuşlarım bundan çoğu zaman. Sohbetin tam ortasında öperek susturmak istiyorum seni. Bazense başımı omzuna yaslamak ve saçlarımı okşaman senin. En çok da gözlerimi... A

Hayal Edemezsin

Resim
Beni Dinleyerek Oku Öyle güzel yerlerinde yattım ki senin! Boynunda yattım mesela. Aşka davet eden büyüleyici kokunla sarhoş oldum; içtiğim içkiden ziyade. Gözlerindeki buğudan döndü başım. Ayağa kalktığımda sarsıldıysam; ellerine tutundum. Alev alev yanan avuçlarına... Omuzlarına tutundum. Başıma cüretkarca yastık olan omuzlarına... Sakallarında uyudum. Yüzümün her zerresini kaşındıran ama seni çığlık çığlığa haykıran sakallarına bıraktım rüyalarımı. Uykulu nefesini çektim içime nefes diye. Verdiğin her nefesi özenle doldurdum ciğerlerime. Bunca zaman sonra ne iyi geldi! Bilir misin? Yüreğimi, bedenimi buzlukta tutuyormuşum da sen çıkarmışsın oradan. Aslında yaptığının farkında olmadan... Bunca zaman sonra korktuklarımı anlattım sana. Yokluğunu, sana yüklediğim sorumluluğu, gözümde ulaştığın arşı... Bunca zaman sonra tenimde hissettim rüzgarı. Göğsünü, göğsümde; ellerini, yüzümün her yerinde... Kokunu yeniden üzerimde buldum. Saç tellerimin arası sen doldu. Göğsünde ya

Daha Çok

Resim
Geçmişten bugüne değişen çok şey var. Değişmemesi mümkün değil aslında. Olması gereken oluyor; hep olduğu gibi... Olması gereken beni eksiltiyor, enkazlara gömüyor. Benim ruhumdan her adımda bir parça alıp da götürüyor. Getirmiyor geri. Ne götürdüğünü getiriyor ne de yenisini... Her geçen gün biraz daha eksiliyorum. Biraz daha bıkıyorum kendimden. Kendim! Bir zamanlar nasıl severdim. Sevişlerimi severdim bir zamanlar. Yıldızlar ekleye ekleye severdim. Parmak uçlarıma kalkıp gözlerim kapalı sonsuz kez dönerdim. Sevdiğim zamanlar ne güzeldim! Ne huzurlu, umutlu, nasıl mutluydum. Yüreğime aşk değerdi ve ben baştan aşağı aşk olurdum. Aşk kokardı saçlarım. Hiç olmadığım kadar fazla olurdum. Ruhum fazlalaşırdı. Ruhum; bedenime sığamayacak kadar çok olurdu. İç organlarımın her biri sevgiyle dolup da taşardı. Eksildim. Her yeni gün; biraz daha çaldı sevgimi, ruhumu... Umut getirmedi. Kalan umudumu alıp da götürdü. Getirmedi geri. Nefesim eksildi. Daha çok sigara içtim her geçen gün

Alkımın Güneşi "Bölüm 1"

Resim
Günlerdir kafam hayli dağınık, canım fazlasıyla sıkkındı. Uzun zamandır mutsuzdum aslında ama son olaylar daha fazla tetiklemişti sanki mutsuzluğumu. Ben yeteri kadar mutsuzken, daha fazlasını sunmuşlardı bana. İsteyip istemediğimi sormadan üstelik... Yalnız kalıp beynimdeki konuşmaları, komplo teorilerini ve bilumum senaryoyu dinlemek, her birine yenisini ekleye ekleye kendimi yiyip bitirmek istemiyordum. Alsancak'a geldiğimde kuzenimi arayıp yanıma çağırdım. Bir şeyler anlatacağımın farkındaydı ve en az benim kadar sabırsızdı. Başımın etini yedi resmen artık anlat diye. En sevdiğimiz kafeye gidip kahvelerimizi söyledikten sonra yavru bir kedinin mama isteyen bakışlarıyla gözlerini yeniden üzerime dikti.                         Bütün hikayeyi anlattıktan sonra ilk defa bir adama bu denli nefret beslediğimi fark ettim. Bu nefret; karşılaşabileceğim her sevgiden güçlüydü. Beynimi ele geçirdiği an, kurduğu planlara inanamamıştım ama nefrete zaafım vardı. Elbette ne isterse

Eksik Nefes'in Sesli Halleri

Resim
Merhabalar Aşağıdaki linkler Eksik Nefes'in denemeleri ve şiirlerini temsil ediyor. Hepsi sahibinin yani benim sesimden. Bir göz atın derim :) Belki Diyorum Yine Bazı Adamlar Bayım Yalnızlığın Mumu

Eksik Nefes'i Facebook'ta Takip Etmeyen Kaldı mı?

Resim
Eksik Nefes Facebook paylaşımlarıyla kendini sizlere sunmaya devam ediyor. Aşağıdaki linkten kitabın içindeki denemelerden kesitlere ulaşabilirsiniz. Eksik Nefes Facebook Sayfası Ve bu da Eksik Nefes'in en çok sevilen denemelerinden biri. Dinlemek ister misiniz?, Eksik Nefes - Yalnızlığın Mumu

Eksik Nefes Çıktı !!!

Resim
Merhabalar :) Daha önceden belirttiğim gibi Eksik Nefes internet satışına sunuldu. Temin edebileceğiniz adresler şöyle: Eksik Nefes - İdefix Eksik Nefes - D&R Eksik Nefes - Pegem Sevgiyle ve bir solukta okumanızı diliyorum. Sonrasında kitabın da o kötü adamların da dedikodusunu yaparız hep birlikte :) Arka kapak yazısı ise: Hayatınıza uğradı mı hiç filmlerdeki aşklar? En sevdiğiniz aşk filminde, başrolü oynadınız mı günün birinde?  Nefesiniz kesilircesine sevdiniz mi kimseyi? Aldığınız nefeslerin, yaşamanıza yetmediğini de düşündünüz mü hiç? "O" olmayınca eksik kaldı mı nefesiniz?  Defalarca kez yaktığınız umutları, yeniden tutundurmayı denediniz mi hayata? Kalp kırıklıkları, yaktı mı gözlerinizi hiç?  Sokak ortasında gözyaşlarına boğulup size bakanları umursamadan kapandınız mı arnavut kaldırımlarına? Hiç denizlere attınız mı yüzme bilmeyen sevdanızı? Karşılıksız aşkınız, 'boğulsun' diye can attınız mı? Anılarınızdan vazgeçebildiniz mi hiç? Son

Eksik Nefes

Resim
"Blog neden bu kadar pasif?" diye soracak olursanız diye bu açıklamayı yapma gereği hissettim. Bu blog bir kitaba ilham verdi. Çocukluk hayalimi gerçekleştirdi ve Eksik Nefes blogumla can buldu. Burada yazılanları ve buraya hiç yazılmamış olanları kitap kokusunu içinize çeke çeke okuyun istiyorum. Şimdilik hiçbir yerde bulunmayan kitabım, çok yakında internetten ve belirli D&R'lardan satışa sunulacak. Nereler olduğunu yine buradan belirteceğim. Eksilen nefeslerinize ses olmuşsam, ne mutlu bana diyeceğim siz okudukça.  Sevgiyle ve tek nefeste okumanız dileklerimle... Bunlar da en sevilen şiir ve denemenin kendi sesimden kayıtları... Ben okurum, yeter ki siz dinleyin :) Eksik Nefes - Bayım Eksik Nefes - Belki Diyorum Yine

Avaz Avaz Sen

Resim
İçimde hep günün birinde sana kavuşacağımın umudu vardı. Avuçlarını sıkıca kavrayıp kalbimin en içine hapsedeceğimi hayal ettim hep. Seni diledim kayan yıldızlardan. Yeni yıllardan, yepyeni umutlardan başroller verdim sana. Sonra imkansızlığın en derin noktasını en derinimde hissettim. Avaz avaz sevgimi bağırdığım geceleri savunamaz oldum. Biraz olsun görebilseydim içinde bana dair bir his; yakardım dünyayı. Başımı omzuna yaslayabildiğim bir günüm daha olsaydı ve sen bir gece ansızın çıkıp gelseydim yanıma, yatağıma, göğsüme uzansaydın bir gece daha; başa sarardım her şeyi. Karşıma alırdım dünyayı bir kez daha. Elini tutabilmek için en büyük depremleri yaratırdım. Herkesi enkaza gömeceğimi bilsem de; biz ayakta kalalım diye yıkardım bu şehri. Aşk şehrimi ateşe verirdim; ısınalım diye. Şimşekleri çaktırır, korkuturdum küçük çocukları. Onlar anlamazdı belki şimşeklerin kalbimin atışı olduğunu ve her çakışında oluk oluk seni kustuğumu. Sen de anlamazdın belki. Tıpkı seni ne kadar

24 Saatin Kahramanı

Resim
Bir zamanlar gözlerimden kalbimin en içine bakan küçük bir adam sevmiştim. Gülüşüne ömrümü verirdim. Yanıbaşında geçirdiğim saatlerin su gibi akıp gittiğine de şahit oldum, uyandığımda; başucumda oturuşuna da. Elimi sıkıca tutuşunu da biliyorum. Gözümün önüne düşen saçı, nazikçe kulağımın arkasına itişini de. Küçücük bir adamı, kısacık bir zamanda, kocaman sevmiştim. Öylesine büyülü sözleri, aşk dolu gözleri vardı ki; aşık olmamak elde değildi gözlerine baktığın zaman. 24 saatteki değişimi yaşattıran oydu işte! Koca yürekli, küçük adam... Bugün ben, onu gördüm. Saatlerce yanıbaşımda duruşlarını izledim kaçamak kaçamak. Yanımdan geçtiği anlarda, derinden nefesler aldım; kokusunu bir kez daha içime hapsedeyim diye. Gözlerini yakalamaya çalıştım gece boyunca. Belki göz göze geliriz de söylediği onca güzel sözü bir bir hatırlar diye. Nefesini hissedeceğim kadar yakınımdan geçtiğinde, durup da gözlerime baksın istedim. Avuçlarıma dokunsun, usulca akan gözyaşlarımı bir çırpıda kızara

Bir Adam Düşünün

Resim
Gözlerinizin önünde sevdiğiniz adamın, Başka kadını sevdiğini düşünün. Yanıbaşınızda oturup, Kaçamak sevişlerini... Yer yer doluşlarını gözlerinin. Uzaklara dalışlarını düşünün. Korkmayın! Ağrılar girmesin kalbinize. Canlandırın gözünüzün önünde Her detayına kadar! Umutlarınızın, aşkınızın başrolü yaptığınız adamın, Başka kadını sevdiğini düşünün. Sesinizi de çıkaramıyorsunuz buna. Aşkınızın karşılığı yok çünkü. Söyleseniz; Bir daha göremezsiniz yüzünü. Bir daha duyamazsınız sesini belki de. Bir adam düşünün. Kana kana severken siz onu, O da kana kana seviyor başka bir ruhu. En az, Sizin onu sevdiğiniz kadar... Acıyor değil mi? Düşündükçe ağrılar giriyor kalbinize. Gözlerinizi yaşlar acıtıyor belki Akmasın diye sıktıkça siz. Dualar ediyorsunuz belki de Görmemek için. Peki bunun gerçek olduğunu düşündünüz mü hiç? Bir kadının bu denli yandığını anlayabildiniz mi? Gururlu bir kadın bunu kabullenir mi? Çeker mi sineye? Taş basar mı kalbine? O diye y

Bazı Geceler

Bazı geceler, nefes alamadığımı düşünüyorum. Gece, uzadıkça uzuyor. Güneş doğmak bilmiyor böyle gecelerde ve çok soğuk oluyor. Ellerim üşüyor bazen. Küçücük yatağım, kocaman bir boşluğa dönüşüyor ve ne yana dönsem, üşüyorum. Ellerini arıyorum böyle gecelerde. Bir araba, park ediyor kapımda ve ben; nefesimi tutuyorum kapım çalacak diye. Çalacak da sen geleceksin diye. Olmuyor. Nefesimi tutmaktan ölüyorum ama sen gelmiyorsun. Bazen yanımdan geçen birinden kokun geliyor ve ben o adama kızıyorum sen kokuyor diye. Sonra bütün günüm berbat geçiyor. Bazen, aramızda yalnızca tek haneli metreler mesafe kalıyor. Sesini duyabiliyorum böyle zamanlarda. Yalnızca gözlerine bakamıyorum. Baktığım hiçbir yerde olmuyorsun çünkü. Baksam, kaçarsın. Bu kez sesini de duyamam diye kaldırmıyorum başımı ayaklarımdan. Bazen, yok edeyim diyorum bütün fotoğrafları. Sonra yapamıyorum. Bakmaktan, sarılıp hayallere dalmaktan kıyamıyorum. Bakıp bakıp küfürler ediyorum sana. Beddualar, nefret dolu sözler... Sonr