Bir fotoğraf karesi… Hiçbir şey söylemeden, yüzlerce fotoğrafın arasında duran; belki varlığını bile unuttuğun bir kare… Gülümsüyor işte. Kahkahaya bir kala hatta. Birbirine yaslanmış iki beden ve mutlulukla gülümseyen iki yüz… Hiçbir şey söylemeden o kadar çok şeyi bağırıyor ki… Bir zamanlar nasıl da mutlu olduğunu, iki kişiden fazlasının nasıl önemsiz, nasıl değersiz olduğunu hiç sesini çıkarmadan anlatıyor. Bir yaz akşamı… Mesaiden çıkmışız biraz olsun serinleyebilmek için oturmuş iki bira içiyoruz. Kalabalığız o akşam. Masada gülüşmeler, türlü sohbetler… Gecenin ilerleyen saatleri yavaş yavaş dağılmış herkes. Yan yana düşmüşüz. Kokun sinmeye başlamış üzerime. Akabinde bu fotoğraf karesi düşmüş yüreğime. Öyle bir düşmüş ki… Kor bir alev misali yakıp kavurmaya başlamış içimi. Daha önce hiç öyle yanmamış gibi… Bazı sebeplerden dolayı yüzünü sevmek isteyen ellerim, sevememiş. Yumruk gibi oturmuş boğazıma bu his. Kokunu çok yakında hissederken, başımı yaslayamamışım göğsüne. Fot
Sana gönderdiğim onlarca şarkıdan hiçbirini dinlemedin. Tutman için uzattığım ellerimi görmezden geldin çoğu zaman. O çok sevdiğin yağmurlu gecelerden kaç tanesini birlikte geçirmedik? Ben sayamadım. Kaç kez seviştik ve kaç kez uyurken sarılmadık? Sahi kaç kez uyuduk ki? Kaç gece birlikte uyumadık? Hiç rüyalarında oldum mu mesela? Yatağında bensiz uyurken hiç yanında uyuduğumu hayal ettin mi? Yanımda uyumak istedin mi hiç? Beraber yürümek istediğim onlarca sokaktan hiçbirine giremedik. Kokunu duyabilmek için arkandan yürümek zorunda kaldım kaç defa gizli gizli. Yanında yürüyemiyorum çünkü. Çünkü sen; geçmişinle beni yargılamaya, cezalandırmaya devam ediyorsun. Canını yakacağımı düşündüğün için ısrarla sen benim canımı yakıyorsun. "İstemiyorum." demiyorsun ama bazen keşke öyle desen diyorum. Bazen o kadar yoruluyorum ki seni anlamaya çalışırken... Ve artık anlayamıyorum. Senin gözlerinin içine bakamadım hiç. Bakmamı istemedin çünkü. Saçının telini sevmeye kıyamadım; kı
Öyle bir şey var ki seninle aramızda! Bazen yokken bile aklımdasın. An oluyor; olduğun anları unutuyorum. Nefes alamıyorum bazen yanında. Bazen de yokken nefes alamıyorum. Bazı anlar seni görmek için oyunlar oynarken; bazı anlar ise seni gördüğümde yanında olmak istiyorum. Sensiz bitirmek istemiyorum hiçbir günü. Göğsünde uyumak istiyorum. Rüyalarında sayıkladığın onlarca anıya eşlik etmek istiyorum. Sabah kahvaltılarına, öğle, akşam yemeklerine, içtiğin kahvelere... Öyle anlar geliyor ki sadece sana koşup anlatmak istiyorum. Öyle mutluluklarım, öyle hüzünlerim... Bazen sokakta başını okşadığım köpekten bile bahsetmek istiyorum sana. Sensiz geçirdiğim her anımda aldığım nefeslerden bahsetmek istiyorum. Sonra kim olduğunu hatırlıyorum. Hiçbir şeyin olmadığım geliyor aklıma ve susuyorum bazen. Sebebini sorduğun susuşlarım bundan çoğu zaman. Sohbetin tam ortasında öperek susturmak istiyorum seni. Bazense başımı omzuna yaslamak ve saçlarımı okşaman senin. En çok da gözlerimi... A
Yorumlar
Yorum Gönder