Avaz Avaz Sen



İçimde hep günün birinde sana kavuşacağımın umudu vardı. Avuçlarını sıkıca kavrayıp kalbimin en içine hapsedeceğimi hayal ettim hep. Seni diledim kayan yıldızlardan. Yeni yıllardan, yepyeni umutlardan başroller verdim sana.

Sonra imkansızlığın en derin noktasını en derinimde hissettim. Avaz avaz sevgimi bağırdığım geceleri savunamaz oldum. Biraz olsun görebilseydim içinde bana dair bir his; yakardım dünyayı. Başımı omzuna yaslayabildiğim bir günüm daha olsaydı ve sen bir gece ansızın çıkıp gelseydim yanıma, yatağıma, göğsüme uzansaydın bir gece daha; başa sarardım her şeyi. Karşıma alırdım dünyayı bir kez daha. Elini tutabilmek için en büyük depremleri yaratırdım. Herkesi enkaza gömeceğimi bilsem de; biz ayakta kalalım diye yıkardım bu şehri.

Aşk şehrimi ateşe verirdim; ısınalım diye. Şimşekleri çaktırır, korkuturdum küçük çocukları. Onlar anlamazdı belki şimşeklerin kalbimin atışı olduğunu ve her çakışında oluk oluk seni kustuğumu. Sen de anlamazdın belki. Tıpkı seni ne kadar sevdiğimi anlamadığın gibi.

Korkmazdım belki o zaman sarılıp uyumalardan. Evimde bir başka nefesin varlığı o zaman korkutmazdı beni. Hoş! Evimde olduğun gecelerde kapımı bile kitlemedim ben. Korktuğum her şeyin karşısında senin belli belirsiz desteğinle durdum. Bir de elini tutabilseydim; nelere meydan okurdum?

Köşe bucak aradığım ve gecelerce kapısında yattığım adamdan, köşe bucak kaçacağım zamanlar olduğunu bilmiyordum ben. Kalbim "İşte şimdi!" diye bağırırken, yumruk yaptığım ellerimi indirdim sussun diye. Artık kimseler duymasın diye. "Vazgeç artık ne olur!" diye defalarca cezalandırdım kalbimi. Her cezada kısalttım ömrümü, biraz daha kıstım gülüşlerimi.

Odalara kapattım kalbimi. Kalıplara soktum zaman zaman. Hangi kıyafeti biçtiysem de üzerine; yakışmadı. Altından "İlle de sen!" diye bağırmaya devam etti her zaman.

Şimdilerdeyse ben; her çırpınışta biraz daha dökülen kalbimin kırıklarını topluyorum. Avuçlarım doldukça, yumruklarımı sıkıyor ve kırıklarımı geri alıyorum bedenime. Kan revan da olsa ellerim, paramparça da olsa ruhum; sana ait hiçbir hatıradan geçemiyorum.

Gülümsese de fotoğrafımız, bir damla yaş da olsa gözlerimin en derininde
Söküp atamıyorum ruhunu.
Ruhumu söküyor ayaklarına seriyorum da
Ruhunu sökemiyorum be adam!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen