Hayal Kırıklığını Kokluyorum Parmak Uçlarımda


Buradan dinleyebilirsiniz.

Ben gittim senden sevgili.

Ne yol ne iz bildiğim bu koca duyguların içinde, en mutlu olduğum yerden nereye gideceğimi bilmeden gittim. Korkmadım; sadece biraz tedirgin oldum. Aşığı, alışığı olduğum gözlerini ardımda bırakmak; dilini hiç bilmediğim, haritada hiç görmediğim bir şehre gitmekten farksızken, gittim.

Gittim sevgilim. Defalarca kez içime girdikten sonra göğsünde uyutsaydın saçlarımı okşayarak; gitmezdim. Yüreğinde başkası varken öpmeseydin yüreğimin üzerinden; başkasına ayırdığın yere biraz olsun sürseydin ruhumu; kalırdım. Bütün umutlarımı yeniden süsleyip yaldızlı kağıtlarla sana sunardım. Kollarını sonsuza açıp sarılmak istediğinde sarılırdım; tereddütsüz. Canın sıkıldığında değil de özlem sızısı düştüğünde gelseydim aklına; gözlerini kapattığında gözlerimi görebilseydin başka sevdalar yerine; gidecek başka yolum olmazdı inan!

Hoş!

Gittim ama yine yok gidecek yolum. Sokağın ortasında küçük çocuk gibi oturuyorum bir başıma. Yağmurlar yağıyor üzerime. Seninle sevda dolu yağmurlarda ıslanırken, üşüyorum şimdi. Sevda kokarken saçlarım, ruhum kokarken en güzel sevdalarla; şimdi hayal kırıklığını kokluyorum sana dokunduğum parmak uçlarımda. Hayal kırıklığımdın sen. En sevdiğim yitirişim, ruhumu sıcacık saran ama kalbimi parçalamaktan geri kalmayan adam... Ruhumdun, umudumdun. Hiç benim olmayan yıldız dolu gecelerim ve güneşli deniz kokan günlerim... Hiç göremediğim renkli düşlerimdin sevgilim. Yeşilimdin, umudumun yeşili...

Gittim sevgilim. İncecik parmakların yüzüme düşen saç tellerime değmeyince, umut yeşili gözlerin yüreğimdeki seni göremeyince anladım. Anladım ve gittim. Benimle paylaşamadığın kahkaha dolu hayatından yalnızca bir tebessümü koyabildim cebime. Ben senindim ama hiçbir zaman dokundurtmadın kalbine.

Gittim sevgilim. Bir yaz akşamında kalabalık lunaparkta eğlencenin doruğundayken elimi bıraktığında; gittim ben. Tuttuğun kadar hızlı bıraktın elimi. Şaşırmadım. Vaktin yoktu çünkü. Bir sevda değmişti yüreğine. Ben dokunamamışken; o kavurmuştu bile.

Gittim. Sana veda bile etmeden... Hoş! Belki anlamadın da. Anlamanı da beklemedim ya...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen