Kayıtlar

sevgili etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Özetle Üniversite

Resim
Bi mağazada mesaimin bitişini beklerken kat bilgisayarımdan öğrendim hayallerimin şehrine kavuştuğumu. Evet hayallerim... Ete kemiğe bürünmemiş olan ama "İzmir olsun da gerisi hallolur." diye şekillendirdiğim, ne olduklarını bile bilmediğim hayallerim... Yalnızca İzmir'de yaşamayı seveceğimi biliyordum. Sevmem gerekiyordu yaşamayı. Çünkü yaşıyordum ve sevmiyordum yaşadığımı. Kendime bir fırsat sunmuştum. İyileşip, yeniden başlayacaktım. Kaybettiğim arkadaşlarıma acımayacaktım. Yeni insanlar... Hep sevmişimdir yeni insanları tanımayı. Yüreğimdeki yarım kalan çocukluk aşklarımın defterlerini kapatmakla kalmayıp yakacaktım da. Çünkü İzmir! Havası bile mutluluk kokan şehirdi benim için. Mutluluk ilk kez oluk oluk akacaktı damarlarımda. İlk sene yurt... Aileden ilk uzak kalış... İlk bir hafta telefonda salya sümük ağlamak... Özlemek, geri dönmek istemek, bir yandan da kendine şans tanımak... Karmaşa içerisinde geçen, göz açıp kapayıncaya kadar geçen, neyin ne olduğun

Hayal Kırıklığını Kokluyorum Parmak Uçlarımda

Resim
Buradan dinleyebilirsiniz. Ben gittim senden sevgili. Ne yol ne iz bildiğim bu koca duyguların içinde, en mutlu olduğum yerden nereye gideceğimi bilmeden gittim. Korkmadım; sadece biraz tedirgin oldum. Aşığı, alışığı olduğum gözlerini ardımda bırakmak; dilini hiç bilmediğim, haritada hiç görmediğim bir şehre gitmekten farksızken, gittim. Gittim sevgilim. Defalarca kez içime girdikten sonra göğsünde uyutsaydın saçlarımı okşayarak; gitmezdim. Yüreğinde başkası varken öpmeseydin yüreğimin üzerinden; başkasına ayırdığın yere biraz olsun sürseydin ruhumu; kalırdım. Bütün umutlarımı yeniden süsleyip yaldızlı kağıtlarla sana sunardım. Kollarını sonsuza açıp sarılmak istediğinde sarılırdım; tereddütsüz. Canın sıkıldığında değil de özlem sızısı düştüğünde gelseydim aklına; gözlerini kapattığında gözlerimi görebilseydin başka sevdalar yerine; gidecek başka yolum olmazdı inan! Hoş! Gittim ama yine yok gidecek yolum. Sokağın ortasında küçük çocuk gibi oturuyorum bir başıma. Yağmurlar

Umut Yeşili

Resim
Önümdeki boş sayfaya bir o kadar dolu bir kalple bakıyorum saatlerdir. Kalem parmaklarımda döndü bir bir. Defalarca... Saatlerdir kalem, her iki parmağımın arasını dolaştı. Karalanmadı kağıt. Kalbimin dilini beynim çözemedi ilk defa. Saatlerdir konuştuğu dili anlamaya çalışıyor. Şimdiyse bir şeyler saçmalanıyor. Yalnızlık vardı. Umutsuzluk... Bir huzursuzluk da vardı. Güzel rüyalar vardı sonra. Gerçekler ne kadar acıysa rüyalar o kadar güzeldi. Yalnızca sevgi yoktu, aşk yoktu. Güzel bakan bir çift göz yoktu mesela. Yatağın boş tarafı vardı. Bir nefes eksikti ensemde. Başımın altında bir omuz... Avuçlarımda bir avuç eksikti ve benim nefesim eksikti en çok. En çok ben eksiktim. Kahvaltıda bir bardak çay eksikti. Akşamları bir kadeh şarap. Yağmurlarda bir tutam kahve kokusu eksikti. Ruhum eksikti bir de. Güzel olan her şey eksikti. Sonra sen geldin. Aylardır bekliyormuşum gibi bir çırpıda üstüne giyindin "Bayım"ı. İncecik parmaklarını yüzüme düşen her saç

Sevmeyin Kana Kana

Resim
Bir adamı kalbinizi kanatırcasına sevmeyin sakın. Canınızın en içi demeyin ona. Bakmayın bir adamın yalan dolu gözlerine. Umutlanmayın buluşursa avuçlarınız. Göğsünde uyur kalırsanız Ve örterse üzerinizi, Sakın ola hayaller kurmayın. Geleceğinize koymayın hiçbir adamı. Kokusunu çekmeyin içinize. Uykudan uyandığı haline Aşık olmayın sakın. Saçlarını kapatmayın yüzünüze. Nefesini de dinlemeyin, Kalp ritmini de. Saymayın kirpiklerini de. Gözlerinin rengini kestirmeye çalışmayın. Parmaklarını öpmeyin sakın! Sarılmayın boynuna da, ruhuna da. Adam gider. Günün birinde yok olur hayatınızdan. Hiç gelmemiş gibi. Hiç tanışmamışsınız gibi gider. Bir enkaza dönseniz bile, Sorumlusu olduğunu düşünmez. Sevginizi de düşünmez. Umutlarınız, hayalleriniz, Onun için hiçbir anlam ifade etmez.

Masal

Bu hayal meyal masal, hep okuduğum mu? Her insan, hayatının bir döneminde masal gibi bir aşka sahip olmuştur. Sonu, masallar gibi değil de hüzün denizinde boğulmuş iki insan yaratarak bitmiştir genelde. Ya da şöyle bakalım: Her insan masal gibi bir aşka sahip olacaktır ömrünün bir yerinde. Her kadın, sevecektir masalını. Sıkı sıkıya bağlanacaktır ona. Prensini bulmuş prenses misali. Mutlu son hayal etmiştir aşkına. Mutlu bir yuva... Gel gör ki öyle olmamıştır çoğu zaman. Öyle olmayacaktır çoğu zaman. Aşk bitecektir, bitecektir aşklar. Çöpe atılacaktır bütün fotoğraflar. Sevdaya dair yazılmış satırlar kendini çöpte bulacaktır bir anda. Çünkü mutlu başlayan hiçbir masal mutlu sonla sona ermeyecektir. Çünkü gerçek dünyadır burası. Masallardaki hayat yoktur burada karşımızda. Kime çok değer verirsen, o erken gider. Ve değer verdiğin herkes, eninde sonunda çekip gider.

Her Sey

Yazmak istiyorum. Durmadan yazmak... Dumanı tüten sigaramın siluetinde gördüğüm yüzünü, en ince ayrıntısına kadar betimleyip, sadece seni yazmak istiyorum. Bir tutkuyu, bir aşkı, büyük bir sevdayı dizelere dökeyim diyorum, dizeler yetmiyor. Yetmiyor kelimeler. Acılarım da yetmiyor. Acıttığın yerlerim, kanamaktan vazgeçmiyor. Utanmadan kanıyor ellerim. Tuttuğun ellerim... Baktığın gözlerim ağlayıp duruyor. Dokunduğun kalbim, her bir parçasını bir yerde bırakıyor. Acımıyor aslında. Canım sökülüp alınıyor yalnızca. Umutlarımın bilekleri kesiliyor yüzünü gördüğüm her an. Ve göremediğim gözlerini. Duyamadığım sesini ha bir de hissedemediğim tenini. Yitiyor en sevdiğim renk. Mavi, gözlerin oluyor birden. Dokunduğum her şey sen oluyor. Ve sen oluyorum ben. Kendime bir daha nasıl döneceğimi bilmeden. Bıkmadan kanatıyorum kalbimi seni düşüne düşüne. Bilirsin işte ne denli inatçı olduğumu. Ne denli kırıldığımı, kırdığını bilirsin sen. Beni en az ben kadar bilirsin. Düşündürür sonra beni gö

ASK KENTIM

İçimde bir tufana davetiye çıkaran heceler var. Dizeler var haykıran 'SEN' diye diye. Ve bir his var kalbimde. Sevda neymiş, niyeymiş? Var olan tüm şiirleri yakıp yıkan... Aşkı yeniden yaratan bir his... Bir başına var olan, günden güne çoğalan kocaman bir his! Bir kalp var ait olduğum. Ait olmaktan ziyade BEN olduğum bir kalp! Aşk olduğum! Aşk olsun sana adam! Sana bu gönülden sevda olsun bütün aşkları utandıran! Sen olsun başkentim. Aşk kentim yalnız sen olsun. BİR ÖMÜR... Umut olsun ve huzur! Sözlükteki anlamı kıskandıracak boyuttan! Dün de sen! Bugün de sen! Yarın da sen! Umut da sen! Hayal de sen! Yakamda sen! Acım da sen! Yasım da sen! Huzur da sen!  Günüm de sen! Gecem de sen! İçim de sen! Dışım da sen! Ölüm de sen!  Yasam da sen! Ah bir bilsen! Gönlümde oturduğun yeri biliyor musun sevgilim? Farkında mısın sahip olduğun merkezin Ve hep sahip olacağın? Bir ömür!!! Seni seviyorum aşk! Kalbimdeki yerini seviyorum. Kalbimdeki izler

Alısma Teoremi

Alışmak diye bir duygu var. Yapışır eninde sonunda bir yerde yakana, ne yaparsan yap bırakmaz. İnsan sabah erken kalkmaya alışır mesela. Bir çocuk, okuldan geldiğinde ellerini yıkamaya alışabilir. Alışabilirsin hayatın seni umursamadan akıp giden tavrına. Aslına bakarsan, alışırsın bir çok şeye. Öyle ya da böyle mecbur kalırsın. Koca yatağında bir başına uyurken her gece, günün birinde bir adamın göğsünde gözlerini açmaya alışabilirsin mesela. Başlarda yadırgarsın. Uyandığın an korkabilirsin hatta. Yanında ne işi olduğunu sorgulayabilirsin sevgilin de olsa. Dedim ya! Alışırsın işte her gece onun göğsünde uyumaya. Gözlerini kapatmadan önce öptüğün son yüz ve açtığında gözlerini, sana gülümseyen iki güzel göz... Sarılırsın o an. Sarılmaya da alışırsın kalbi olan bir adama. Adamın yüzünün her karesine alışırsın, ezberlersin tenini. Karış karış bilirsin her hücresini. Alışırsın aşka; tutkuya, huzura alışırsın. Kapıyı kilitlemesen de olur. Kollarında yattığındır kahramanın. Gün ge