Dilek Ağaçları



Ben; rengarenk dilek ağaçlarının incecik dallarına çaputlar bağlamadım. Dualar da etmedim Tanrı'ya. Hıdırellezlerde dilekler de dilemedim kocaman umutlarla. Ya da kayan yıldızların kuyruklarına bağlamadım hiçbir umudumu.

Kordona çıktım onun yerine. Yemyeşil çimlerde uzanırken; bir akşam üstü mutluluk diledim sadece. Karşıyaka'yı karşıma alıp, makul hayaller kurdum. Hayallerim bile küçüktü benim. Sahip olduğum şeyler kadar azdı hayallerim. Sonra en sevdiğim şarabı yudumlarken, karşımda bir kadeh daha olsun istedim. Bütün gün yapayalnız yürüdüğüm yolları, bir gün sıcacık bir avucu ellerimde hissederek yürümek istedim. Bir adamın sesini, zihnime kazımak istedim.

Yıl geçti, dileklerim benim olmadı. Buruk tebessüm yolladım ardından. "Kısmet değilmiş!" dedim dolan gözlerime aynada bakarak. Sonra yaşlandım. Bir yıl daha büyüdüm bir gece aniden. Küçük bir çocuk gibi yaşlandığıma seviniyordum farkında olmadan.

Sevincim başkaymış.

Bir ses, beynime kazınmak için canını parçalamış. Fark etmeden de sarmış ruhumu. Geleceği, umutları, hayalleri bir bir bırakmış avuçlarıma. "Gel." demiş bana. "Huzur benim sol yanımda."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen