Post-it
Post-itler ne içindir? Bir şeyleri unutmamak, yapılacakları
zamanında yapmak veya sevgiliden önce evden çıkmak gerektiğinde uyandığında
merak etmesin diye ona haber vermek için. Başucuna konulacak güzel bir günaydın
mesajıdır post-it. Basittir ama tebessümü oturtuverir sevgilinin dudaklarına.
Siz
evinizde post-itlerle yaşadınız mı hiç? Bir iki post-it değil. Bir iki gün
değil. Uzunca zamanları bir şeyi “unutmak” için post-itlerle ilan ettiniz mi
evinizin her köşesinde?
Ben
ettim. Gözümü açtığım andan, evimde attığım her adımımda unutmamak için her
yere yapıştırdım notcukları. Unut dedim kendime günde milyon kez. Seni
sevdiğini unut. Sana dokunduğunu da. Göğsünde uyuduğun her geceyi unut Çağla.
Hiç olmadı say. O hiç bakmadı senin suratına. Hiçbir zaman gülümsemedi ve asla
gelmedi sana varıyla yoğuyla. Yoktu o. Sokakta gördüğün her insan gibiydi. Bir
gün aynı yolda yürüdünüz farkına varmadan. Ama asla kesişmedi yollarınız. Asla
tutmadı elini. Sen aşık olmadın ona. Yoktu o yok! Unut Çağla!
Siz hiç
kafanızı vurdunuz mu duvarlara kapılara? Sıktınız mı yumruğunuzu? Yumruk
sıkmaktan morarttınız mı ellerinizi? Gelmeyeceğini bile bile çağırdınız mı bir
adamı? Sessizce. Gözyaşlarınızla. Hıçkırıklarınızı içinize ata ata?
Evin her
köşesi gitti diye bağırıyor adeta. Sabah uyandığında yanında olmayacak. Aslına
bakarsan arasan açmayacak o telefonu. Bir daha yoluna çıkmayacak. Olmayacak
işte hepsi bu. Peki kabul ediyor mu kalp ısrarla onun yokluğunu bağıran her bir
notu? Vazgeçiyor mu filizlendirdiği umutlardan? Söküp atıyor mu her birini?
Asla… ne zaman kabul etti ki yokluğunu?
Yorumlar
Yorum Gönder