Kaçıncı Mevsim

Yeni doğan güne uyanmaya korkuyorum artık. Mesela nefes almaya cesaretim yok. Kendime yeni bir yol çizmek, her şeyden zor gelir oldu. Bir şeyler yazmak ve hayaller kurmak, kolay değil eskisi gibi.

Yalnızca ellerim eskisi gibi... Yazdıkça kanamaya devam ediyor. Dilim susuyor yine avaz avaz. Anlatmak istediğim çok şey varken, açtıkça ağzımı; mideme kaçıyor bütün kelimeler.

Ve yokluğun!

Dönüp dolaşıp sarıyor her heceyi. Her anı, her saniyeyi...
Ve teslim oluyorum ellerine. Saçlarımı tarayan parmak uçlarında kayboluyorum yine.

Sonra ben, yoktan var ettiğim gibi şimdi de yok ediyorum seni. Kim bilir kaçıncı mevsim senden vazgeçtiğim?

Veyahut geçemediğim...

Sildim ömrümden ömrünü. Söktüm attım her anını, kokunu, simsiyah saçlarını.

Bugün, yok oluşunun yıl dönümü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen