Kayıtlar

Affetmek

Bazı insanlar hayatına hiç ummadığın anlarda girer. Aslına bakarsan, her insan hayatına ummadığın anlarda girer. Kimi o anları birer masala dönüştürür; peri masalına. Büyülü düşler yaşatır sana. Güzel mutluluklar... Güzel hayaller kurdurur gerçek olamayacak kadar güzel hem de. Çoğu da gerçek olmaz aslına bakarsan. Önemli olan, o hayalleri kurduran birine sahip olmaktır. Bir eşe, dosta. Kimileriyse bu güzel anıların tam tersine hayatını alt üst eder. Hayatında bulunduğu zaman sürecinden çok daha uzun sürer o kısacık anları hafızadan silmek. Unutulmaz bazen. "Mış gibi" yapılır. Unutmuş gibi mesela. Acıtmıyormuş gibi. Hatıra gelmiyormuş gibi. Gerçeği yalnızca sen bilirsin. Kendinle baş başa kaldığında. Hayatına giren her insan, günün birinde hayatından çıkar gider. Sessizce ve yine hiç ummadığın bir anda. Geride hatıralar kalır, anılar kalır. Kimi hatırlandıkça gülümseten, kimi hatırlanmaya bile değmeyen anılar. Ömrün boyunca birçok insan, gözlerinde suçlu konumuna düşer.

Bir Mazoşistin Hikayesi

O, dünyadaki tüm kötülerin içinde birinciliği açık ara farkla hak etmiş biriydi. Kendini acındırırdı sürekli. Aptal aptal hırslara sahipti. Mutsuzdu sanki. Herkese karşı cadı olmayı kendi istemişse, hak etmişti aslında mutsuzluğu. Cadı değil, o bir şeytandı. Melek yüzüne bile sahip olamayan bir iblis. Ve yoktu dostları. Yalnızdı. Kendi kendin i iterdi yalnızlığa. Oysa biraz güler yüzü olsa ve aptalca hırslarını bir yana bıraksa belki de sayısızca insan olabilirdi yanında. Ve o kendini mahkum etti yalnızlığa, mutsuzluğa, umutsuzluğa. Hak ediyor, yaptığı her şeyin hesabını veriyordu şimdi. İnat vardı o gözlerinde. Nefret ve hiddet. Ve aptal bir çaresizlik. Kendi kendine acı çektirirdi. O bir mazoşistti. Umutlarını katledip, kanlarıyla kendini zehirleyen bir mazoşist… Ve o gün gün be gün ölmeye başladı. Tanıyan herkes hak ettiğini söyledi her an. Her şeye rağmen cız etti insanoğlunun sol yanı. Kimse onun gibi iblis olamadı. Ve o, kendini öldürdü… Eylül 2010 İstanbul

Askı Anlatan

Dünyada aşkı anlatan ne kadar dizi, film varsa hepsini kenarından kıyısından izledim. Aşkın olduğu her fotoğrafa defalarca kez baktım. Kadının gözlerine ve erkeğin kalbinin en derinlerine... Neler hissettiklerini anlamak istedim hep. Hangisinin daha çok sevdiğini, günün birinde eğer biri giderse, hangisinin suçlu olduğunu anlamaya çalıştım. Sorularımın hepsinin cevabı vardı. Hepsine uygun bir cevabı da hep kendim yarattım. Her aşkın kendisine özel, kendisine daha güzel olduğunu anladım baktıkça. Her bakışımda kalbimden parçaların koptuğunu hissettim. Canımın biraz daha yandığını... Sahip olduğumu sanmışken kaybettiğimi hatırladım. Aslına bakarsan hiç sahip olamadım. Sevmesine sevdim. Kalbimi kanatırcasına... Kalbimi ellerine bıraktım adamın. Bıraktım da hırpalana hırpalana bana kalmadı benim kalbim. Bir süredir de düşman oldum aşkın olduğu filmlere. Aşkı anlatan her şeye düşman kesildim. Birbirine aşkla bakan her çifti kıskandım. Evet kıskandım! Belli etmedim belki kimselere. O

Aşk Borcu

Ben öyle birini sevdim ki, Bi' nevi intihardı. Söyleyeceklerim tükenmiş mi yoksa kırgınlıklarım mı geçmiş önüne bilemedim orasını. Bu yazıyı hiçbir zaman okumayacak adam! Asla blogumu açmayacak ve bakmayacak olan adam sana bu satırlar. Boğazım düğüm, dilim kilit. Bağırsam diyorum sesim çıkmıyor; sussam diyorum içim el vermiyor. Sana söylenecek hiçbir söz yok aslına bakarsan. Bugüne kadar söyleyebileceklerimin hepsini söyledim. Sen dinlemedin veya anlamadın. Ama bu aşkta benim içim rahat. Çünkü ben elimden geleni yaptım. Artık kaçma sırası bende. Belki de benim dönüşüm de olmayacak. Kesin olan tek bir şey var ki gidiyorum. Uzaklara... Olmadığın, olmadığımız şehirlere... Her adımda seni görmeyeceğim caddelere. Ama şunu da unutma sakın; Bana koca bir aşk borcun var.

Benim Gördüğüm

Bitebilir mi bir gün hayat? Sevinçler, umutlar, yalnızlıklar... Söylenecek sözler biter mi bir gün? Dünya bir gün geçer mi dönmekten? İsyan eder mi evrene; sen, ben gibi? İnsan umutları olduğu sürece yaşar. İnsan planlar yapar yıllar sonraya. Çoğu zaman alt üst olur planlar. Hayatın ışıkları kapanır çoğu zaman. Tutunabileceğin dal sınırlıdır. Bir gün sona erer o dallar. Kaybolur her şey gibi. Umut gibi, sevgi gibi. Tek şey baki kalır geriye. Yani bence. İnsanı terk etmeyen tek şey hüzündür. İstisnası yok! Her daim hayatındadır hüzün. Farklı kostümler giyer, insanın içinde gezer. Beklemediğin anlarda çıkar karşına hüzün. En mutlu olduğun anda, gelir oturur bazen başucuna. Bitebilir bir gün hayat. İnsanlık, umutlar biter bir gün. Ardında kalan tek şeydir hüzün. Aslında her gün gördüğün, buna rağmen güldüğün. Kalemim bitebilir bir gün. Tükenebilir dizelerim, kelimelerim. Umutlar benzer, sevinçler benzer, acılar ise aynıdır bazen. Lakin AŞK; yalnızca benim gördüğüm! Kasım 2013 İz

Meger

Meğer ben huzurun tanımını yapabilirmişim. Mutlu olabilirmişim meğer. Korkup çekinmek yerine, birazcık cesaretle muhteşem şeylere şahit olabilirmişim. Tüketmezsem umutlarımı, küçük parçalar da olsa bırakırsam kalbimin derinlerinde, En büyük özlemle beklediğim her şeye sahip olabilirmişim. Meğer bir ömür varmış bana ait olan. Beni dört gözle bekleyen, ağzımdan çıkan her kelimeyi dikkatle dinleyen Kocaman bir kalp varmış meğer. Sarıp sarmaladığında beni kollarında kaybeden, Koklayarak öpen bir ruh varmış. Meğer insan sorgularmış hayatını "Daha önce yaşamış mıyım ben?" diye Kollarına dolan huzurun kocaman olduğuna şahit olabilirmiş. Mutluluktan da ağlayabilirmiş insan. "Nasıl güzel sevgidir bu?" dermiş. Bu kadar güzel bir sevgi varmış meğer dünyada. Bir adam, bir kadını bu kadar güzel sevebilirmiş meğer. Küçük bir şair, bu denli büyük sevilebilirmiş. İki küçük yürek yan yana gelince Kocaman bir dünya olurmuş meğer. İki kişiye ait, kocaman bir dünya

Masal

Bu hayal meyal masal, hep okuduğum mu? Her insan, hayatının bir döneminde masal gibi bir aşka sahip olmuştur. Sonu, masallar gibi değil de hüzün denizinde boğulmuş iki insan yaratarak bitmiştir genelde. Ya da şöyle bakalım: Her insan masal gibi bir aşka sahip olacaktır ömrünün bir yerinde. Her kadın, sevecektir masalını. Sıkı sıkıya bağlanacaktır ona. Prensini bulmuş prenses misali. Mutlu son hayal etmiştir aşkına. Mutlu bir yuva... Gel gör ki öyle olmamıştır çoğu zaman. Öyle olmayacaktır çoğu zaman. Aşk bitecektir, bitecektir aşklar. Çöpe atılacaktır bütün fotoğraflar. Sevdaya dair yazılmış satırlar kendini çöpte bulacaktır bir anda. Çünkü mutlu başlayan hiçbir masal mutlu sonla sona ermeyecektir. Çünkü gerçek dünyadır burası. Masallardaki hayat yoktur burada karşımızda. Kime çok değer verirsen, o erken gider. Ve değer verdiğin herkes, eninde sonunda çekip gider.