Kayıtlar

mutluluk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 40"

Resim
          Düzene soktuğum hayatımın monoton günlerinden birinde yemeğimi yemiş kahvemi elime alıp ayaklarımı uzatmıştım. Dışarıda yağan tatlı bir yağmur vardı. Sokak lambalarının ışığına bakmadığın sürece anlayamazdın yağmuru. Pencereyi sonuna kadar açmış en kalın battaniyeye de sarınmıştım sıkıca. Dışarıdaki havayı iliklerimde hissetmek istiyordum da üşümeye de pek niyetim yoktu. Toprağın kahveyle karışan kokusunu içime çekip sigaramı yaktım. Mutluluğu çok da uzakta aramaya gerek yoktu aslında. Yağan yağmura bir fincan kahve ve sigarayla eşlik edebilme lüksün varsa senden mutlusu yoktu.             Ama her mutluluk gibi bu da bana haram kılınmış, yeter mutlu oldun şimdi şu telefonu aç dercesine telefonum çalmaya başlamıştı.             -Alkım naber kuzum? Napıyorsun?             Arayan Gökmen’di. Birkaç gündür sesim çıkmıyor diye merak etmiş, Serkan da sabah gideceği için beni dışarıya kahve içmeye davet etmişti. Ben kahvemi zaten içiyorum diyemedim elbette. Serkan

Alkımın Güneşi "Bölüm 39"

Resim
Serkan gece boyunca ne aramış ne mesaj atmıştı. Acaba Güneş’le konuşmuş muydu yoksa bana verdiği sözü unutmuş muydu? Gerçi artık her şeyin rengi farklıydı. Sonuçta Güneş’in hayatında bir kadın vardı. Serkan bir şeyleri öğrense bile hiç yoktan Gökmen bana anlatmasına karşı çıkabilirdi. Öğlen olduğunda üçünden de ses çıkmamıştı. Güneş’ten zaten bir şey beklemiyordum da Serkan’ın geceyi özetlemek için araması gerekiyordu. Dersten çıktığımda uyanıp uyanmadığını soran bir mesaj attım. Aslında bir şeyleri kabullenmiş gibi de bir halim vardı. Yalnızca tam anlamıyla kabullendiğimde nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Eve giderken düşündüğüm tek şey buydu. O sırada Serkan aradı. Hal hatır sorma faslından sonra çok da hevesli görünmeyen ses tonumla dün geceyi sordum. -Hiç napalım. İçtik öyle. -Konuştunuz mu? -Neyi? -Yoklayacaktın ya. Ağzını arayacaktın hani. -Hee. Ya ben onu unuttum ya. Bayadır görmüyordum Güneş’i. Başka şeyler konuştuk. Tamamen çıkmış aklımda

Alkımın Güneşi "Bölüm 38"

Resim
O günden sonra sıradanlaşan ve monotonluğa bağlayan birkaç gün geçirdim. Öyle ki artık sabahları erken kalkıyor, yürüyüşümü yaptıktan sonra duşumu alıp salam ve sucuklu yumurta barındırmayan kahvaltılar yapıyor akşamları ise kendi yaptığım yemekleri afiyetle yiyordum. Böylelikle hem fazla harcamalardan kaçınıyor hem de sağlıklı besleniyordum. Bu birkaç gün içinde elbette Güneşlerle bir araya geldik fakat bu bir araya gelişler dışarıda kahve içmek ya da Koraylarda film izleyip olaysız evlere (herkes kendi evine) dağılmaktan öteye geçmedi. Tabi Güneş’in telefonu da ısrarla elinden düşmedi. Artık fazlasıyla merak ediyordum neler olup bittiğini de ağzımı açıp da bir şey soramıyordum bir türlü. Kafam da milyon tane senaryo kuruyor, kendi kendime sinir krizleri geçiriyordum. Bunun yanı sıra nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde bir yandan Güneş’i özlüyor bir yandan da kurduğum düzenin bozulmasını istemiyordum. Sabaha karşı yağlı hazır yiyecekler yiyip uyumalar bir kenara bırakı

Alkımın Güneşi "Bölüm 37"

Resim
          Dönüş yoluna çıkmak için arabaya bindiğimizde Güneş’in hala bu plandan haberi yoktu. Ve fazlasıyla yorgun görünüyordu. Eve gidip dinlenmek isteyebilirdi. Böyle bir durumda kendimi bir şekilde evine götürtmem gerekiyordu. Ondan ayrı kalamazdım. Özellikle de bugün. İlk defa seviştiğimiz gecenin ertesi gününde her an yanında olmalıydım.             -Akşamki konsere Alkım’la sen de geliyorsun.             Ben nasıl söyleyeceğimizi kafamda planlamaya çalışırken Müge her zamanki patavatsızlığıyla dan diye söylemişti yine. Güneş’in vereceği olumsuz tepkiden öylesine korkuyordum ki gözlerimi kapatınca daha az hasar alırım diye düşünüp öyle yaptım.             -Ne konseri lan? Ben eve gidip yatacaktım.             -Yine gider yatarsın. Önce konsere gidelim sonra illa ki evine döneceksin. Yarın işiniz gücünüz yok zaten.             -Off Müge ya!             -İtiraz yok kes sesini. Geliyorsunuz.             Bu çok kolay olmuştu. Müge emrivakiyi yapıştı

Alkımın Güneşi "Bölüm 36"

Resim
          Ocakta taşmakta olan çayın kokusu bütün evi sarmış, televizyonda kısık sesli bir müzik açılmıştı. Bir ıslık da çalan şarkıya eşlik ediyordu. Dışarıda tatlı bir yağmur vardı ve bir şarkıyı kendi halinde mırıldanırcasına yağıyordu. Tavada kızan yağın sesine bakacak olursak birkaç dakika içinde mis gibi kokan omletler hazır olacaktı. Tost makinesi dünden kalan ekmeklerin yeteri kadar kızarmış olduğunu ilan etmişti çoktan. Kahvaltı sofrası bütün mükemmelliğiyle  hazırlanıyordu.             Peki ben yattığım yerden niye kalkamıyordum ve bu kahvaltıyı kim hazırlıyordu?             Uykuya yeniden dalmak için ısrar eden gözlerimi zoraki araladığımda ilk olarak yerdeki bira şişeleriyle göz göze geldim. Henüz bunun şaşkınlığını üzerimden atamamışken göğsümde yatan Güneş’le karşılaştım. Siktir!!! Nasıl yani??? Biz en son arkadaş kalmıştık? Ne olmuştu ki böyle? Battaniyeyi biraz yukarı kaldırdığımda acı bir gerçekle daha karşılaştım. Güneş’in başını yasladığı göğsüm çıpl