Kayıtlar

alışmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 8"

Resim
              Kapıyı bu kez de Gökmen açtı. Hiçbir zaman ev sahiplerinden birinin bu kapıyı açtığına denk gelmedim. Bu yüzden de git gide bu evde Gökmen ve Güneş’in yaşadığını düşünmeye başladım. Gökmen’in peşinden salona geçerken fısıltıyla konuşuyorduk. Saat ne kadar geç de olsa bu evde fısıltıyla konuşulacak saatler değildi henüz. Öğlen on iki gibi fısıltıyla konuşulurdu bu evde. Ev halkı yeni uyumuş olurdu o saatlerde o yüzden. Şuan bası ve lazerleri açmış, club tadında dans ediyor olmamız lazımdı. Birkaç dakika sonra öğrendim her şeyi.             -Koray’la Hakan tartıştı. Maya yüzünden. Maya Hakan’ın ayakkabısını oyuncak sanıp parçalamış.             Hiç güleceğim yoktu. Maya zaten eline ne geçirirse parçalardı. Sorun şu ki Hakan bunu en başından beri biliyordu zaten. Neyi bu kadar problem yapmıştı? Maya’nın parçaladığı ne ilk ne de son ayakkabıydı. Dolaba koyabilirdi mesela ayakkabılarını. Ortada böyle bir tehdit varken saklaması gerekirdi.             -Peki n

Araf

Mutlu olmak, gülmek, ağlamak için bir sebep aramayın. Zamanlar beklemeyin ve ertelemeyin bunların hiçbirini. Zamanında dökülmeyen gözyaşı, kalbine damlar. Damladıkça kanatır, hırpalar. Zamanında atılmayan bir ağız dolusu kahkaha, oturur insanın içine. Belki bir daha o kadar büyük gülemeyecektir. Kim bilir? Ben bilirim. Bugüne kadar karaladığım hiçbir şey, iyi ya da kötü bir his olmadan yazılmadı çünkü. Her biri ya dolu dolu kahkaha, ya da acıtan gözyaşları barındırır. Dikkatli bakarsan satırlara, hissedersin. Ben mutluluğa da geç kaldım, acılara da. Araftayım. Kim olduğumu bile bilemeyeceğim bir taraftayım. O yüzdendir bunları yazışım. Demem o ki; her şeyi zamanında yaşayın.

Herkes Kendi Yoluna

İçimde birikenleri yazmaya kalksam, yol yaparım yanına  da  gelmek ister miyim o yoldan ben bile  bilmem bunu. Görmek ister miyim yüzünü bir daha? Bilirim ki  gökyüzüne aynı zamanlarda baktık. Aynı  yıldıza anlattık sevdayı, aynı yıldıza ağladık. Sonra sildik  yaşları. Sildi gurur. Hayat sildi yaşları. Kalp  sildi, beyin sildi. Kalp ve beyin ilk defa ortak bi karar verdi.  Sonra ne mi oldu? Herkes yoluna baktı.  Artık  iki yabancıydık. Artık tanımıyordum seni.  Tanıyamıyordum. ..... Şimdi yollar yapsam da sana, yaptığımla kalırım. Herkes bilir  ki herkes kendinden sorumludur aşkta.  Sorumluluktan kaçana da çoktur o yol. Gözüne durur, dizine  durur. Kalbine durur senin. Demem o ki  yaptığım yollar yol değildir artık bana. Ne bana ne de bir  başkasına. Artık kesişen yol yok. Herkes kendi yoluna.

Askı Anlatan

Dünyada aşkı anlatan ne kadar dizi, film varsa hepsini kenarından kıyısından izledim. Aşkın olduğu her fotoğrafa defalarca kez baktım. Kadının gözlerine ve erkeğin kalbinin en derinlerine... Neler hissettiklerini anlamak istedim hep. Hangisinin daha çok sevdiğini, günün birinde eğer biri giderse, hangisinin suçlu olduğunu anlamaya çalıştım. Sorularımın hepsinin cevabı vardı. Hepsine uygun bir cevabı da hep kendim yarattım. Her aşkın kendisine özel, kendisine daha güzel olduğunu anladım baktıkça. Her bakışımda kalbimden parçaların koptuğunu hissettim. Canımın biraz daha yandığını... Sahip olduğumu sanmışken kaybettiğimi hatırladım. Aslına bakarsan hiç sahip olamadım. Sevmesine sevdim. Kalbimi kanatırcasına... Kalbimi ellerine bıraktım adamın. Bıraktım da hırpalana hırpalana bana kalmadı benim kalbim. Bir süredir de düşman oldum aşkın olduğu filmlere. Aşkı anlatan her şeye düşman kesildim. Birbirine aşkla bakan her çifti kıskandım. Evet kıskandım! Belli etmedim belki kimselere. O

Mert Olan Her Sey

Gidişinin ardından geçen kaç vakit vardır bilemem. Saydım demem! Sana asla yalan söylemem. Bitişimin kaçıncı mevsimi geçmiştir bilir misin? Saydın mı beni ardında bıraktığın günleri? Geceleri sardın mı koynunda beni sarar gibi? Saklamadan gözyaşlarını Bu kez içine atmadan... Hıçkıra hıçkıra ağladın mı? Gecelerce... Güneş doğduğunda ise yaşıyor gibi yaptın mı hiç? Sen hiç sevdin mi beni? Kalbini kanatırcasına kana kana sevdin mi? Uyurken ben, Öptün mü saçlarımı? Kokumu hapsettin mi içine? Ben senin dokunduğun her saç telimi kestim sen gittikten sonra. Sen kokan yastıklara dokunmadım. Bir daha dönmedim sol yanıma. Nereden bilirdim ki yine geleceksin? Ve bilebilir miydim Beni benden çok seveceksin. Gidişinle hayatımdan uğurladığım mert olan her şeyi bir kez daha hayatıma almak, zor geldi bana. Bir kez daha gözlerine bakabilmek, tutabilmek ellerini korkuttu fazlasıyla. Kaybetme korkusu, göğsünde uyuma mutluluğundan ağır geldi. Git dedim sana! Uğruna canımı v

Her Sey

Yazmak istiyorum. Durmadan yazmak... Dumanı tüten sigaramın siluetinde gördüğüm yüzünü, en ince ayrıntısına kadar betimleyip, sadece seni yazmak istiyorum. Bir tutkuyu, bir aşkı, büyük bir sevdayı dizelere dökeyim diyorum, dizeler yetmiyor. Yetmiyor kelimeler. Acılarım da yetmiyor. Acıttığın yerlerim, kanamaktan vazgeçmiyor. Utanmadan kanıyor ellerim. Tuttuğun ellerim... Baktığın gözlerim ağlayıp duruyor. Dokunduğun kalbim, her bir parçasını bir yerde bırakıyor. Acımıyor aslında. Canım sökülüp alınıyor yalnızca. Umutlarımın bilekleri kesiliyor yüzünü gördüğüm her an. Ve göremediğim gözlerini. Duyamadığım sesini ha bir de hissedemediğim tenini. Yitiyor en sevdiğim renk. Mavi, gözlerin oluyor birden. Dokunduğum her şey sen oluyor. Ve sen oluyorum ben. Kendime bir daha nasıl döneceğimi bilmeden. Bıkmadan kanatıyorum kalbimi seni düşüne düşüne. Bilirsin işte ne denli inatçı olduğumu. Ne denli kırıldığımı, kırdığını bilirsin sen. Beni en az ben kadar bilirsin. Düşündürür sonra beni gö

Alısma Teoremi

Alışmak diye bir duygu var. Yapışır eninde sonunda bir yerde yakana, ne yaparsan yap bırakmaz. İnsan sabah erken kalkmaya alışır mesela. Bir çocuk, okuldan geldiğinde ellerini yıkamaya alışabilir. Alışabilirsin hayatın seni umursamadan akıp giden tavrına. Aslına bakarsan, alışırsın bir çok şeye. Öyle ya da böyle mecbur kalırsın. Koca yatağında bir başına uyurken her gece, günün birinde bir adamın göğsünde gözlerini açmaya alışabilirsin mesela. Başlarda yadırgarsın. Uyandığın an korkabilirsin hatta. Yanında ne işi olduğunu sorgulayabilirsin sevgilin de olsa. Dedim ya! Alışırsın işte her gece onun göğsünde uyumaya. Gözlerini kapatmadan önce öptüğün son yüz ve açtığında gözlerini, sana gülümseyen iki güzel göz... Sarılırsın o an. Sarılmaya da alışırsın kalbi olan bir adama. Adamın yüzünün her karesine alışırsın, ezberlersin tenini. Karış karış bilirsin her hücresini. Alışırsın aşka; tutkuya, huzura alışırsın. Kapıyı kilitlemesen de olur. Kollarında yattığındır kahramanın. Gün ge