Ruhumun Suratı



Karanlığın zifirisini gözlerin aydınlatmıştı; yalan yok. Yağmurların altında sindiğim köşede ellerin tutmuştu ellerimi. Kaldırım taşlarından sen kaldırmıştın beni.

Güneşin doğmadığı kalbime doğurmuştun güneşi. Kimsenin cesaret edip de dokunmadığı saçlarımı bir çırpıda sen öpüp koklamıştın. Küçük odamda, küçük yatağımda bir senin göğsünde huzurla uykuya dalmıştım.

Hatalarımı küle çevirmiştin. Paramparça kalbimi özenle bir araya getirmiştin sen. Sonra da kendi kalbini oturtmuştun baş köşeye.

Konuşmazdın çok. Hiç konuşmazdın hatta. Bazen içerdin. Çok sarhoş olurdun. Sarhoş olduğun anlarda da evlenmemiz gerektiğini söylerdin bir tek. Ben mutluluktan ağlardım; sen gülümseyerek sarılırdın.

Sabah olduğunda ise bütün gece ne konuştuğumuzu unuturdun. O zaman ben; nefes almayı unuturdum.

Nadiren gözlerime bakardın sen. Yakaladığım anlarda ise dünyanın geri kalanını unuturdum. Tarihi, mevsimi...

Nerede olduğumu unuttuğum bile oldu.

Sonra her güzel şey gibi sen gittin. Klasik sonu sen de imzaladın. Günün birinde her şeyin başladığı yere geri döneceğini o zaman anladım işte.

Karanlığın zifirisinden çıkıp aydınlığa gözlerimi yeni alıştırmışken; hayatımın ışıklarını bir bir söndürdün üzerime. Yağmurları yeniden yağdırdın.

Güneşin batmadığı ülkelerde güneşi batırdın bir bir.

Nasıl başardın; bilmiyorum. Külleri yeniden alevlendirdin. Kapanan her sayfayı, yırtılan her defteri bir bir çıkarıp koydun yeniden önüme. Gözlerime, kalbime...

Ruhumun suratına tükürdün.

Birleşen iki kalbin gücünden bahsederdim insanlara. Yüzüm kalmadı bir kez daha anlatacak.

Dökülen umutlarımı eğilip de toplayacak gücüm kalmadı.

Aslına bakarsan dökülmüş umut bile kalmadı artık. Bir araya getirdiğin kalbimin parçaları kaldı avuçlarımda. Dökülmeye doymayan, kırılmaktan parçalanacak yeri kalmayan kalbim...

Aslına bakarsan sen kaldın gidişinin ardında. Göğsümün solunda, yastığımın altında, havlumun kenarında...

Sen giderken, anıların kaldı ardında.

Bölük pörçük, tadı tuzu olmayan anıların...

Birkaç tel saçın,

Biraz da vefasızlığın...

Vicdansızlığın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Fotoğraf Karesi

Olmuyor

Sana Rağmen