Kayıtlar

Küçük Kırmızı Kurdelelerim

Resim
Yeniden çok fazla düşünür oldum her şeyi. Yeniden sorguladım kendimi, seni yeniden sorguladım bugün. Yıktığımız, yeniden yaptığımız, defalarca altında kalıp da yaralı çıktığımız duvarlarımıza baktım. Eskisi kadar sağlam mı diye. Bir kez daha taşır mı bizi diye. Bir kez daha altında kalırsak ölür müyüz diye. Yaralarımıza baktım bugün. Bandajları özenle açtım. Kabuklarını yoldum usul usul. Yeniden kanayacak mı diye bekledim nefesimi tutup. 1,2,3,4,5,... Kanamadı yaralarım. Küçük izler kalmıştı sadece. Bir zamanlar canımı yakan yaralar, hayatıma birer kurdeleden başka bir şey bırakmamıştı bu kez. Yirmi yıl sonra bile baktığımda görebileceğim, tebessümle ve birer damla yaşla hatırlayacağım küçük kırmızı kurdeleler... Sonra senin yaraların... Defalarca kez kalbine açtığım yaralar... Bilmeden, hiç istemeden. Eskimişti bandajların. Oynatılmıştı kenarlarından. Kaşındıkça kaşımıştın sen. Kabuklarına baktım uzun uzun. Yolduğumda ne kadar kanayacağını bilmiyordum. Yalnızca kanayaca

Eksik Nefes'i Facebook'ta Takip Etmeyen Kaldı mı?

Resim
Eksik Nefes Facebook paylaşımlarıyla kendini sizlere sunmaya devam ediyor. Aşağıdaki linkten kitabın içindeki denemelerden kesitlere ulaşabilirsiniz. Eksik Nefes Facebook Sayfası Ve bu da Eksik Nefes'in en çok sevilen denemelerinden biri. Dinlemek ister misiniz?, Eksik Nefes - Yalnızlığın Mumu

Eksik Nefes Çıktı !!!

Resim
Merhabalar :) Daha önceden belirttiğim gibi Eksik Nefes internet satışına sunuldu. Temin edebileceğiniz adresler şöyle: Eksik Nefes - İdefix Eksik Nefes - D&R Eksik Nefes - Pegem Sevgiyle ve bir solukta okumanızı diliyorum. Sonrasında kitabın da o kötü adamların da dedikodusunu yaparız hep birlikte :) Arka kapak yazısı ise: Hayatınıza uğradı mı hiç filmlerdeki aşklar? En sevdiğiniz aşk filminde, başrolü oynadınız mı günün birinde?  Nefesiniz kesilircesine sevdiniz mi kimseyi? Aldığınız nefeslerin, yaşamanıza yetmediğini de düşündünüz mü hiç? "O" olmayınca eksik kaldı mı nefesiniz?  Defalarca kez yaktığınız umutları, yeniden tutundurmayı denediniz mi hayata? Kalp kırıklıkları, yaktı mı gözlerinizi hiç?  Sokak ortasında gözyaşlarına boğulup size bakanları umursamadan kapandınız mı arnavut kaldırımlarına? Hiç denizlere attınız mı yüzme bilmeyen sevdanızı? Karşılıksız aşkınız, 'boğulsun' diye can attınız mı? Anılarınızdan vazgeçebildiniz mi hiç? Son

Eksik Nefes

Resim
"Blog neden bu kadar pasif?" diye soracak olursanız diye bu açıklamayı yapma gereği hissettim. Bu blog bir kitaba ilham verdi. Çocukluk hayalimi gerçekleştirdi ve Eksik Nefes blogumla can buldu. Burada yazılanları ve buraya hiç yazılmamış olanları kitap kokusunu içinize çeke çeke okuyun istiyorum. Şimdilik hiçbir yerde bulunmayan kitabım, çok yakında internetten ve belirli D&R'lardan satışa sunulacak. Nereler olduğunu yine buradan belirteceğim. Eksilen nefeslerinize ses olmuşsam, ne mutlu bana diyeceğim siz okudukça.  Sevgiyle ve tek nefeste okumanız dileklerimle... Bunlar da en sevilen şiir ve denemenin kendi sesimden kayıtları... Ben okurum, yeter ki siz dinleyin :) Eksik Nefes - Bayım Eksik Nefes - Belki Diyorum Yine

Bazı Adamlar

Resim
Boğulduğumu, nefes alamadığımı hisseder oldum bu aralar. Boğan kim derseniz yine benim aslında. Sebepleri ürettim belki ama sonuçların böylesine ağır olacağı geçmezdi aklımın ucundan. Ne zaman bu kadar yalnız kaldım ben? Ne zaman böylesi yoruldum yalnızlıktan? Kaçacak delik arardım kalabalıkların içinde bir zamanlar. Şimdi ne değişti de bir ses arıyorum küçük hücremde? Ayaklarımı uzatıp elime kahvemi aldığımda en sevdiğim diziye odaklanamıyorum bir aralar vakit bulamazken. Bir aralar sessiz kaldığım an yokken artık kendi sesimi unutuyorum. Büyük mutluluklarla yaptığım en sevdiğim yemekleri yiyemiyorum artık. Tek başına en güzel yemek bile berbat oluyor sanki. Tuzu eksik kalıyor ve sonradan ekleyince de düzelmiyor. Ya da pişmiyor mesela böreğin altı. Umutlarım gibi çiğ kalıyor. Ne yaparsan yap! Çift kupam kullanmadıkça toz bulutuna dönüşüyor. Kalbimin yarısını tamamlayan yokken kullanasım gelmiyor. Kapımı kilitlemeden yatağa giremiyorum artık. Güveneceğim bir insan yok artık evi

İkinci Şansım

Resim
Sen benim geç bulup en erken kaybettiğimsin. Yıktığım duvarların altından sağlam çıkan, Hayatın devam ettiğini bıkmadan usanmadan Anlatansın. Sabırla bekleyensin göğsüne yatmamı. Saçlarımı öpeceğin günün hayallerini kuransın. Her defasında kırılıp, Kapımı yeniden çalansın. Kalbimi çalansın kapıyı açtığım her an! Bana yeniden aşkla baktıransın. Sen; Buruk sevinçlerim, kursağımda kalan mutluluklarımsın. Kapalı kapıların ardından imrenerek baktığım, Keşke benim olsa dediğim Çocukluğumun en değerli oyuncağısın. Her an hayalini kurup da Bir türlü kavuşamadığım. Yanlışlıklarımın en masum kahramanısın sen! Gözlerimin içine bakıp sinirini kusarken bile Gözlerinin içi 'sen' diye atansın. Sen benim ikinci şansımsın. Birinciye bile zor sahip olmuşken, 'Bir kez daha gül' diye avuçlarıma tutuşturulansın. Kalbimi tutuşturansın sen! Her gelişinde beni baştan yaratan, Elinde bir demet huzur olan Tek adamsın. Bir demet

Beyindeki Adam

Resim
Beynimin odalarına günün birinde bir adamı sakladılar. Saklayanlar da adamdı. Ya da dürüst olayım hadi... Adam kıyafetine bürünmüş iki kişi, birini hapsetti beynime. Damarlarımdan içeri pompaladılar yavaş yavaş. Her yerde onun fotoğraflarının olduğu bir odaya hapsettiler sonra. Kokusunu verdiler oksijen diye de. Bu kez de ciğerlerime hapsedeyim diye. Gözlerini; gözlerime gözlerime soktular. "İyi bak bu adama. Senin varın da yoğun da o artık." dediler. Yeri geldi, duvar diplerine diz çöktürdüler beni. Saçlarımı yoldurttular tek tek. Turnaların kanatlarını koparttılar benim ellerimle. Yemek kitabı yutturdular bana. Bir çırpıda nefret ettiğim onlarca tatlıyı koydum o adamın önüne. Kalp atışlarını ninni yaptılar adamın. Her gece 'müzik' diye dinlettiler bana. Ellerinden; sıcak su torbası. Dindirdi karnıma saplanan her sancıyı. Saçlarından; cennet yaptılar bana. Gülüşünden, bakışından, sesinden taptaze umutları serdiler yoluma. Sonra adam kıya