Yalnızlığın Mumu
Ne kadar mutluysam, o kadar mum yanardı benim küçük ahşap masamda. Ne kadar fazlaysak, o kadar kadeh konurdu. Bazen bir kişi bütün kalabalıklara bedel olurdu. Sabaha kadar yanardı mumlarımız. Sabaha kadar şarap kokardı saçlarım. Düşlerim, avuçlarım şarap kokardı. Şarap demek; huzur demekti benim sözlüğümde. Yanında ancak huzur vereni varsa açılırdı en güzel şişeler. Öyle herkesle içilmezdi. Ben içmezdim. Sol yanımı aralamayı başarmış insanlar otururdu bu masaya. Kimin oturacağını da kimin kalkacağını da ben seçtim her zaman. Yalnızlığı seçmemiştim. Tek başıma en güzel kokulu şarapları içeceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Yanlış yaptığım bir şeyler var bir yerlerde. Biliyorum. Sadece yanlış yaptığımı biliyorum. Hala göremiyorum yanlışın ne olduğunu. Sıkmaktan ağrıyor artık yumruklarım. Sıkıp da bir yere indirememek yakıyor canımı. Kontrolsüzken, canımı yaksam da fark etmezdim. Etmezdim ve geçerdi her şey. Sıkılı kalmazdı yumruğum. Kendime geldiğimden beridir ki akmasın di