Kayıtlar

Benim Gördüğüm

Bitebilir mi bir gün hayat? Sevinçler, umutlar, yalnızlıklar... Söylenecek sözler biter mi bir gün? Dünya bir gün geçer mi dönmekten? İsyan eder mi evrene; sen, ben gibi? İnsan umutları olduğu sürece yaşar. İnsan planlar yapar yıllar sonraya. Çoğu zaman alt üst olur planlar. Hayatın ışıkları kapanır çoğu zaman. Tutunabileceğin dal sınırlıdır. Bir gün sona erer o dallar. Kaybolur her şey gibi. Umut gibi, sevgi gibi. Tek şey baki kalır geriye. Yani bence. İnsanı terk etmeyen tek şey hüzündür. İstisnası yok! Her daim hayatındadır hüzün. Farklı kostümler giyer, insanın içinde gezer. Beklemediğin anlarda çıkar karşına hüzün. En mutlu olduğun anda, gelir oturur bazen başucuna. Bitebilir bir gün hayat. İnsanlık, umutlar biter bir gün. Ardında kalan tek şeydir hüzün. Aslında her gün gördüğün, buna rağmen güldüğün. Kalemim bitebilir bir gün. Tükenebilir dizelerim, kelimelerim. Umutlar benzer, sevinçler benzer, acılar ise aynıdır bazen. Lakin AŞK; yalnızca benim gördüğüm! Kasım 2013 İz

Meger

Meğer ben huzurun tanımını yapabilirmişim. Mutlu olabilirmişim meğer. Korkup çekinmek yerine, birazcık cesaretle muhteşem şeylere şahit olabilirmişim. Tüketmezsem umutlarımı, küçük parçalar da olsa bırakırsam kalbimin derinlerinde, En büyük özlemle beklediğim her şeye sahip olabilirmişim. Meğer bir ömür varmış bana ait olan. Beni dört gözle bekleyen, ağzımdan çıkan her kelimeyi dikkatle dinleyen Kocaman bir kalp varmış meğer. Sarıp sarmaladığında beni kollarında kaybeden, Koklayarak öpen bir ruh varmış. Meğer insan sorgularmış hayatını "Daha önce yaşamış mıyım ben?" diye Kollarına dolan huzurun kocaman olduğuna şahit olabilirmiş. Mutluluktan da ağlayabilirmiş insan. "Nasıl güzel sevgidir bu?" dermiş. Bu kadar güzel bir sevgi varmış meğer dünyada. Bir adam, bir kadını bu kadar güzel sevebilirmiş meğer. Küçük bir şair, bu denli büyük sevilebilirmiş. İki küçük yürek yan yana gelince Kocaman bir dünya olurmuş meğer. İki kişiye ait, kocaman bir dünya

Masal

Bu hayal meyal masal, hep okuduğum mu? Her insan, hayatının bir döneminde masal gibi bir aşka sahip olmuştur. Sonu, masallar gibi değil de hüzün denizinde boğulmuş iki insan yaratarak bitmiştir genelde. Ya da şöyle bakalım: Her insan masal gibi bir aşka sahip olacaktır ömrünün bir yerinde. Her kadın, sevecektir masalını. Sıkı sıkıya bağlanacaktır ona. Prensini bulmuş prenses misali. Mutlu son hayal etmiştir aşkına. Mutlu bir yuva... Gel gör ki öyle olmamıştır çoğu zaman. Öyle olmayacaktır çoğu zaman. Aşk bitecektir, bitecektir aşklar. Çöpe atılacaktır bütün fotoğraflar. Sevdaya dair yazılmış satırlar kendini çöpte bulacaktır bir anda. Çünkü mutlu başlayan hiçbir masal mutlu sonla sona ermeyecektir. Çünkü gerçek dünyadır burası. Masallardaki hayat yoktur burada karşımızda. Kime çok değer verirsen, o erken gider. Ve değer verdiğin herkes, eninde sonunda çekip gider.

Mert Olan Her Sey

Gidişinin ardından geçen kaç vakit vardır bilemem. Saydım demem! Sana asla yalan söylemem. Bitişimin kaçıncı mevsimi geçmiştir bilir misin? Saydın mı beni ardında bıraktığın günleri? Geceleri sardın mı koynunda beni sarar gibi? Saklamadan gözyaşlarını Bu kez içine atmadan... Hıçkıra hıçkıra ağladın mı? Gecelerce... Güneş doğduğunda ise yaşıyor gibi yaptın mı hiç? Sen hiç sevdin mi beni? Kalbini kanatırcasına kana kana sevdin mi? Uyurken ben, Öptün mü saçlarımı? Kokumu hapsettin mi içine? Ben senin dokunduğun her saç telimi kestim sen gittikten sonra. Sen kokan yastıklara dokunmadım. Bir daha dönmedim sol yanıma. Nereden bilirdim ki yine geleceksin? Ve bilebilir miydim Beni benden çok seveceksin. Gidişinle hayatımdan uğurladığım mert olan her şeyi bir kez daha hayatıma almak, zor geldi bana. Bir kez daha gözlerine bakabilmek, tutabilmek ellerini korkuttu fazlasıyla. Kaybetme korkusu, göğsünde uyuma mutluluğundan ağır geldi. Git dedim sana! Uğruna canımı v

Enkaz

Yeni bir hayata başlayabilmek için hayatımdan çıkardığım adamın gözlerindeki umutsuzluğu gördüm bugün. Gözlerindeki bulutları, akmamak için göz kapaklarını parçalayan damlaları gördüm. Sonra ben ne zaman bu kadar kötü biri oldum diye düşündüm. Onu kırmıştım. Bir zamanlar da o beni kırmıştı evet. İntikam alma gibi bir niyetim olmamıştı. Ya da olmuş muydu içerlerde bir yerde? Kalbinin acımasının ne demek olduğunu en iyi ben bilirdim. Buna rağmen nasıl incitmiştim o adamı? Ve işte karşımdaydı. Bana ne dediği belirsiz gözlerle bakıyordu. Belki nefret gizliydi o bakışlarda belki de hala seviyordu. Kanaya kanaya sevmeye devam ediyordu benim bir zamanlar yaptığım gibi . Peki ben nasıl unutmuştum onu? Ardından ağıtlar yakarken, nasıl uğurlamıştım kalbimden? Peki şimdi ne olacaktı? Nasıl yaşayacaktı adam? Gülecek miydi yüzü? Ne mutlu edecekti onu? Ya da var mıydı artık onu mutlu edebilecek bir şey? Yarattığım enkazın yanından geçtim bugün. Öylece bana bakan gözleri görmezden gelip başı

12. Yol

Hayatımın çıkmazda olduğu dönemlerinden birinde daha Tanrı bana tam 11 tane yol açtı. "Al. İstediğin, kaybettiğin, vazgeçtiğin her şey tam olarak burada. Peki sen hangisini seçeceksin?" ... Yol değildi bunlar aslında bakarsan. Tanrı'nın beni sınadığı sayısız andan yalnızca biriydi. Yaptığım hatalar da karşımdaydı, biraz olsun cesaret gösterip en baştan inşa etme şansım da işte tam olarak orada duruyordu. Ya da yepyeni başlangıçlar... Cesur değildim ben. Yaptığım hataları tekrarlamayacak kadar da zeki değildim. Yalnızca o an mutlu olacağım ne varsa onun peşine düşmüş biriydim. Çoğu pişmanlıkla sonuçlansa da bundan hiçbir zaman vazgeçmedim. ... Ve kendime 12. yolu seçtim. Tanrı'nın göstermediği, derinlere, kapalı kutulara sakladığı, karanlık odalardan birinin kapısını araladım bu gece. Hiçbir zaman denemeye cesaret edemediğim bir yoldu bu. Başarabileceğime emin olmadan giriştim can havliyle. Yüzümün akıyla çıkarmaydım, yüz karası mı olurdum bilemedim. Küçük ih

Paramparça

Resim
... Yorgundum. Kırgındım. Aslına bakarsan paramparçaydım. Ardı arkası kesilmeyen hatalarım vardı. Benim gurur duyduğum; insanlarınsa nefretle baktığı hatalar... Gurur duydum her zaman çünkü hatanın büyüğü küçüğü yoktur. Hata hatadır. Hata yapmayacak kadar büyümedim ben. Büyümeyeceğim de hiçbir zaman o kadar. Ki öyle bir yaş olduğunu da düşünmüyorum. Hata her an yapılabilir. Ölüm döşeğindeki ihtiyar, nefret kustuğu oğlunu affetmez mesela son nefesinde. Bu bir hatadır. Hata görecelidir ve bana göre o huysuz ihtiyar hata yapmıştır. Ama bazı hatalarsa başlı başına ortadadır. Birlikte büyüdüğü kuzenine tecavüz etmeye kalkan adam, hata yapmıştır mesela. Bunun ona göresi buna göresi yoktur. Tecavüz suçtur. Akıldan geçmesi bile bi hatadır. Ağlayan bir kadına sırtını dönüp gitmek hatadır mesela. Gideceksen yine git. Ama gönlünü al önce kadının. İkna et, geçerli sebeplerini sun ona da. Yine de ağlamışsa ardından, senin gidişin başlı başına hatadır. Bir daha karşına çıkmayacaktır seni o