Kayıtlar

aldatma etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 17"

Resim
             Ertelediğim alarmların üzerine akşamdan tembihlediğim annem ve babam da uyandırmak için peş peşe arayınca artık kalkmak zorunda kaldım. Tabi bu da çok zor oldu. Hem ruhen hem bedenen. Güneş öyle bir sarılmıştı ki uzanıp telefonu bile çok zor aldım. Üstelik uykusu da çok ağırdı. Telefon susmadığı halde Güneş hala mışıl mışıl uyuyordu. Uyanmayacağını bildiğim halde parmak uçlarımda odaya gittim. Dakikalarca ne giyeceğime baktıktan sonra her zamanki gibi kot tişört yapmaya karar verip banyoya geçtim. Duşa girdiğim anda acı gerçekle karşılaştım. Sular kesik! Saçlarımdaki yağdan 2 kilo patatesi çok rahat kızartırsın yani o kadar diyeyim. Bu halde nasıl gideceğim ben okula ya? Çok da önemli bugünkü ders. Off!             Küfür ede ede duştan çıkıp giyindim yeniden. Aynanın karşısında hem kendime hem kaderime sövmeye devam ettim. Bir çırpıda saçlarımı her kızın kurtarıcısı olan balerin topuzu yapıp yanlarından küçük tutamları çıkardım. Bir parfüm bulutuyla salona girdi

Alkımın Güneşi "Bölüm 3"

Resim
                        Bütün gece beynimi işgal eden onlarca düşünceden sıyrılamadığım için uyuyamamıştım da. Sabaha karşı kapanan gözlerim, akşamüstü anca açılmıştı. Gün yine bitmişti kahretsin! Ekmek de yoktu evde. Pijamalarla fırına da gidilmezdi ki. Sadece ekmek almak için evden çıkmak da nasıl zor geliyordu bana öyle.             Bu kez bitmiştim!             Nasıl da unutmuştum!             Nasıl uyumuştum bu saate kadar ya nasıl?             Yemek yapacaktım!             Bu saatten sonra nasıl yetiştirecektim peki?             Kahretsin!             Bir sigara yakıp sakinleşmeye çalıştım. Öncelikle saat henüz dörttü. Uyanmak için geç bir saat de olsa, akşam yemeğini yetiştirecek kadar vaktim vardı sanırım. Yani umarım vardı. Yetişirdi ya. Neden yetişmesindi? Sonuçta yemeğe çağırdım kişiler de yeni uyanmış sayılırlardı. Hatta hala uyuyor bile olabilirlerdi. Kahvaltı(!) yapacaklarını da düşünürsek; akşam yemeği sekiz-dokuz gibi yenecekti.

Alkımın Güneşi "Bölüm 1"

Resim
Günlerdir kafam hayli dağınık, canım fazlasıyla sıkkındı. Uzun zamandır mutsuzdum aslında ama son olaylar daha fazla tetiklemişti sanki mutsuzluğumu. Ben yeteri kadar mutsuzken, daha fazlasını sunmuşlardı bana. İsteyip istemediğimi sormadan üstelik... Yalnız kalıp beynimdeki konuşmaları, komplo teorilerini ve bilumum senaryoyu dinlemek, her birine yenisini ekleye ekleye kendimi yiyip bitirmek istemiyordum. Alsancak'a geldiğimde kuzenimi arayıp yanıma çağırdım. Bir şeyler anlatacağımın farkındaydı ve en az benim kadar sabırsızdı. Başımın etini yedi resmen artık anlat diye. En sevdiğimiz kafeye gidip kahvelerimizi söyledikten sonra yavru bir kedinin mama isteyen bakışlarıyla gözlerini yeniden üzerime dikti.                         Bütün hikayeyi anlattıktan sonra ilk defa bir adama bu denli nefret beslediğimi fark ettim. Bu nefret; karşılaşabileceğim her sevgiden güçlüydü. Beynimi ele geçirdiği an, kurduğu planlara inanamamıştım ama nefrete zaafım vardı. Elbette ne isterse

Bir Ben Var

Resim
Boğazımda bir yumruk var. Yemin ediyorum yutkunamıyorum son birkaç gündür. Son birkaç gündür hıçkıra hıçkıra ağlıyorum da yine de yetmiyor. Bitmiyor gözyaşlarım. Ne hıçkırıklarla dökülmekten usanıyor ne de içime akmaktan. Bir yumruk var kalbimin üzerinde. Kalbimin üzerinde parmak izleri var; bazı izlerin ne zaman olduğunu bile bilmediğim. Bedenimde kaç adamın izi var? Ruhumda kaçının kokusu var hala? Neden var bunca koku? Bunca adam hala hayatımda neden var? Bir yumruk var evimdeki her aynada. Bunu tanıyorum. Benim yumruğumdan başkası değil. Ellerimde kanlar var yine. Avuçlarımda yine saçlarım var. Kalbimde hayal kırıklıkları, gidişler var. Terk edilişler var kalbimde. Ruhumda yarım kalmış onlarca aşk var. İçimde benden öte bir ben var. Ne zamandır orada olduğunu bilmediğim, Ne kadar kalacağını da. Her günümde apayrı bir terk ediliş var. Bazen de terk edilişleri süsleyen aldatmalar var. Bunca şeyin arasında bir de ben var. Nerede olduğunu bilmediğim bir ben... Yo