Kayıtlar

masal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Masallar

Resim
Masallar... Masal kahramanları, prensler, prensesler, yedi cüceler, periler... Her daim birbirine kavuşan, her daim birbirini bulan o büyülü aşklar... Yapılan onca kara lanet karşısında yalnızca inanan ve aşkla dolu olan yüreklerle son bulan acılar... Neden varlar? Çocukluğumuzda dinleyerek uyuya kaldığımız masallar, büyüdüğümüzde de merakımız yüzünden bırakmıyor peşimizi. Çocukluğumda bıraktığım her masal kahramanını yeniden aldım hayatıma teker teker. Çünkü bir dizi izledim. Her sezonu en az yirmi üç bölümden oluşan ve şimdiye kadar yedi sezonu geride bırakmış olan bir dizi...  Çocukken öğrendiğim, bildiğim, bilmediğim onca masal kahramanını aldım hayatıma bir çırpıda. Her zaman birbirlerini buluşlarını hayranlıkla izledim. Ölümün bile önüne geçişlerini gördüm. Ciddi ciddi bir kalbi ikiye bölüp ikisini birden yaşatmayı izledim. Canavarlarla nasıl savaştıklarını ve tüm o savaşlarda bir an olsun birbirlerinin elini bırakmamalarını... Kötü adamların aşkla ka

Veda Mektubu

Resim
Gerçekleri bir kereliğe mahsus görmezden geliyorum şuan. Bir kere, ilk ve son kere... İkincisi yok! Bu satırlar, yazıldıktan hemen sonra unutulacak ve sana asla ulaşmayacak. Bütün kuralları yıkıyor ve bugüne dek yuttuğum bütün sözleri bir bir kusuyorum. Sevgilim... Cennetim... Umudum... Mutluluğum... Gözyaşım... Huzurum... Acım... Dünlerim... Yarınlarım... Terk edilişim... Aldatılışım... Acizliğim... Çaresizliğim... Çıkmazım... Hayallerim... Kalbim... Gecelerim... Kabuslarım... Güneşim... Yıldızım... Bıraksan sabaha kadar yazacağım. Milyon tane sıfat yakıştıracağım varlığına. Gözlerine, saçlarına onlarca şiir sığdıracağım. Yatsan dizlerime, kirpiklerini öpeceğim usul usul. Yaralarımı göstereceğim. Yokluğun kadar acıtmayan ama en az o kadar acıtan yaralarımı... Kanlar içindeki avuçlarımı ve bileklerimi... Sen dolu kalbimi göstereceğim sana. Umut dolu yarınları anlatacağım. Birleşen iki elin, nasıl da her zorluğu alt ettiğinden bahsedeceğim biraz. Sonra sana bir sigara yakacağım. S

Soru

İnsan, ömrünün her noktasında bir çok soruyla yüz yüze gelir. Bazılarını kendine sormaktan kaçınır çünkü cevapları bellidir. Kimi sorular, hayata sorulur, kimileri sevgiliye. Çoğunlukla da kendine. Bazı sorularının cevapları, atacağı adımları belirler, bazıları ise cevabından kaçınılan sorulardır. Can yakar, acıtır, ağlatır. Bazı şeyler, sorularla başlar. İnsanın hayatı sorularla başlar ve kısır bir döngüde devam eder. Bazen insan saçmalar ve bazen biteceğini bildiği şeylere başlar. Biteceğini bildiği şeylere bir soru sorarak başlar. "Benimle olur musun?" der sevdiği kadına ve bir aşka başlar. İkisi de çok iyi bilir ki bitmeyecek aşk yoktur. Varsa da masallardadır. Bitince hangisi yıkılır ya da taş üstünde taş kalır mı ikisi de bilemez elbet. Belki de ikisi de bu soruya cevap arar. "Sizinle çalışabilir miyim?" der ve bir işe başlar. O işten bir gün çıkacağını yahut atılacağını bildiği halde. Belki de hangisinin olacağının merakından başlar işe. İnsan meraklıdı

Masal

Bu hayal meyal masal, hep okuduğum mu? Her insan, hayatının bir döneminde masal gibi bir aşka sahip olmuştur. Sonu, masallar gibi değil de hüzün denizinde boğulmuş iki insan yaratarak bitmiştir genelde. Ya da şöyle bakalım: Her insan masal gibi bir aşka sahip olacaktır ömrünün bir yerinde. Her kadın, sevecektir masalını. Sıkı sıkıya bağlanacaktır ona. Prensini bulmuş prenses misali. Mutlu son hayal etmiştir aşkına. Mutlu bir yuva... Gel gör ki öyle olmamıştır çoğu zaman. Öyle olmayacaktır çoğu zaman. Aşk bitecektir, bitecektir aşklar. Çöpe atılacaktır bütün fotoğraflar. Sevdaya dair yazılmış satırlar kendini çöpte bulacaktır bir anda. Çünkü mutlu başlayan hiçbir masal mutlu sonla sona ermeyecektir. Çünkü gerçek dünyadır burası. Masallardaki hayat yoktur burada karşımızda. Kime çok değer verirsen, o erken gider. Ve değer verdiğin herkes, eninde sonunda çekip gider.