Kayıtlar

unutmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 7"

Resim
            Evin oradaki kafeye doğru koşar adımlarla yürürken planın üzerinden defalarca geçtik. Anlamadığım ben neden dahil olmuştum bu plana? Hazal’dan intikamdı alt tarafı. Ama herkesin biriyle hesabı varmış onu anladım. Eski sevgilim, beni aldattığı için ben intikam alacaktım. Aynı adam(!) Gökmen’i işten kovduğu için Gökmen intikam alacaktı. Hazal Koray’ın arkadaşıyla orada olduğu için Koray intikam alacaktı ve Pınar Hazal’dan nefret ettiği için o da intikam alacaktı. Tek günahsızımız benim cennet gözlü Güneş’imdi ve bu kadar günahsız kalmasın diye Koray onu da intikam planlarımıza dahil etmişti. Olay çok basitti. Eski sevgilimi onunla kıskandıracaktım. Elbette ‘İstemem, yan cebime’ yaptım.             Kafenin önüne gelmek üzereyken Koray’la Pınar ayrıldılar. Sonradan geleceklerdi. Önce Hazal’ın oturduğu masayı öğrenmemiz gerekiyordu. Onun gözüne sokacakları için Hazal’ın oturduğu masaya en yakın kapıdan şaşalı bir giriş yapacaklardı. Gökmen de sonradan girmeyi tercih ett

İsterdim Sadece

Resim
Kendime yalanlar söyleyebilmeyi isterdim. Söylediğim yalanlara da inanmayı. Mesela herkes unutulduğunu sanarken, göğsümde sakladığım fotoğrafını yakmak isterdim. Gülüşlerini, yankı yankı beynimi saran kahkahalarını yok etmeyi dilerdim. Yüzünü görmediğim saniyelerde mutlu olmak isterdim. "Sen!" diye ağlamak yerine. Bin bir umutla göğüs kafesime astığım papatyaları, tek tek yolmak isterdim; içim rahat. Ağlamamalıydım ismini yazdığım onlarca sayfayı karalarken. Bu kadar uzun zamanlar da bakmamalıydım fotoğraflarına. "Unutmayayım." diye kaydettiğim sesini; her gece baş ucuma ninni yapmamalıydım mesela. Kaydetmemeliydim de üstelik sana dair hiçbir şeyi. Gittiğin gün, silmeliydim, yakmalıydım hepsini. Misafir geleceği zamanları kestirip, indirmemeliydim odamın duvarlarından fotoğraflarını. Asmamalıydım aslında hiç. Hiç olmamalıydın yarım yamalak olacağına. Darmadağın bırakıp 'kaçacağına' gelmemeliydin hiç. Soranlara söylediğim yalanlara inansaydım da 

Sevmeyin Kana Kana

Resim
Bir adamı kalbinizi kanatırcasına sevmeyin sakın. Canınızın en içi demeyin ona. Bakmayın bir adamın yalan dolu gözlerine. Umutlanmayın buluşursa avuçlarınız. Göğsünde uyur kalırsanız Ve örterse üzerinizi, Sakın ola hayaller kurmayın. Geleceğinize koymayın hiçbir adamı. Kokusunu çekmeyin içinize. Uykudan uyandığı haline Aşık olmayın sakın. Saçlarını kapatmayın yüzünüze. Nefesini de dinlemeyin, Kalp ritmini de. Saymayın kirpiklerini de. Gözlerinin rengini kestirmeye çalışmayın. Parmaklarını öpmeyin sakın! Sarılmayın boynuna da, ruhuna da. Adam gider. Günün birinde yok olur hayatınızdan. Hiç gelmemiş gibi. Hiç tanışmamışsınız gibi gider. Bir enkaza dönseniz bile, Sorumlusu olduğunu düşünmez. Sevginizi de düşünmez. Umutlarınız, hayalleriniz, Onun için hiçbir anlam ifade etmez.

Şeref(sizlik)

Seni unuttum demek, seni hatırlayıp da bir şeyler karalamaya engel bir şey değil. Ki bunu yapmam, seni unutmadığımın anlamı falan da olamaz. Ben yalnızca bu aralar, senden başka yazabileceğim güçlü şeyler bulamaz oldum. Çünkü kimse sen gibi darmadağın edip de gitmedi beni. Kimse sen gibi yalanlar söylemedi gözlerime baka baka. Bugün avucuma tutuşturduğu umutları yarın yakmadı hiç kimse. Bu şeref yalnız senin. Ya da şerefsizlik mi demeliyim? Her adımın, her hareketin ve her bakışın bir şerefi vardır. Kalışlar da şerefli olmalıdır, gidişler de. Adına yakışmalıdır. Gitti ama çok sağlam gitti denilmelidir ardından. Yakıp yıkacaksan bir kadını, bu yalnız bir kez olmalıdır. Yerin dibine de girse kadın, adam bir kez gitmelidir ondan. Dönmemeli bir daha. Şeref mi kalır yoksa? Nerede kalır gitmeler? Ardına bakmadan çekip gidecek yürek varsa eğer, çarpıp çıktığın o kapıyı bir daha çalmayacak kadar da yürek vardır adamda. Sende var mıdır? Adam mıydın sen? Boş vakitlerinde avuçlarıma umutlar s