Kayıtlar

saat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 1"

Resim
Günlerdir kafam hayli dağınık, canım fazlasıyla sıkkındı. Uzun zamandır mutsuzdum aslında ama son olaylar daha fazla tetiklemişti sanki mutsuzluğumu. Ben yeteri kadar mutsuzken, daha fazlasını sunmuşlardı bana. İsteyip istemediğimi sormadan üstelik... Yalnız kalıp beynimdeki konuşmaları, komplo teorilerini ve bilumum senaryoyu dinlemek, her birine yenisini ekleye ekleye kendimi yiyip bitirmek istemiyordum. Alsancak'a geldiğimde kuzenimi arayıp yanıma çağırdım. Bir şeyler anlatacağımın farkındaydı ve en az benim kadar sabırsızdı. Başımın etini yedi resmen artık anlat diye. En sevdiğimiz kafeye gidip kahvelerimizi söyledikten sonra yavru bir kedinin mama isteyen bakışlarıyla gözlerini yeniden üzerime dikti.                         Bütün hikayeyi anlattıktan sonra ilk defa bir adama bu denli nefret beslediğimi fark ettim. Bu nefret; karşılaşabileceğim her sevgiden güçlüydü. Beynimi ele geçirdiği an, kurduğu planlara inanamamıştım ama nefrete zaafım vardı. Elbette ne isterse

24 Saatin Kahramanı

Resim
Bir zamanlar gözlerimden kalbimin en içine bakan küçük bir adam sevmiştim. Gülüşüne ömrümü verirdim. Yanıbaşında geçirdiğim saatlerin su gibi akıp gittiğine de şahit oldum, uyandığımda; başucumda oturuşuna da. Elimi sıkıca tutuşunu da biliyorum. Gözümün önüne düşen saçı, nazikçe kulağımın arkasına itişini de. Küçücük bir adamı, kısacık bir zamanda, kocaman sevmiştim. Öylesine büyülü sözleri, aşk dolu gözleri vardı ki; aşık olmamak elde değildi gözlerine baktığın zaman. 24 saatteki değişimi yaşattıran oydu işte! Koca yürekli, küçük adam... Bugün ben, onu gördüm. Saatlerce yanıbaşımda duruşlarını izledim kaçamak kaçamak. Yanımdan geçtiği anlarda, derinden nefesler aldım; kokusunu bir kez daha içime hapsedeyim diye. Gözlerini yakalamaya çalıştım gece boyunca. Belki göz göze geliriz de söylediği onca güzel sözü bir bir hatırlar diye. Nefesini hissedeceğim kadar yakınımdan geçtiğinde, durup da gözlerime baksın istedim. Avuçlarıma dokunsun, usulca akan gözyaşlarımı bir çırpıda kızara

24 Saat

Resim
Bir değişimi gözlemlemeye 24 saat yetermiş. Yalnızca 24 saat. Belki de daha az. Dönüp düşündüğümde 24 saat önce her şeyin çok daha farklı olduğu gerçeği vuruyor yüzüme. Mutluydum sanki. Ya da ben öyle sanıyordum. Belki kandırıldım. Yalanlar söylendi belki. Belki de ben izin verdim buna. Hadi dedim. Söyle bütün yalanları gözlerime baka baka. Avuçlarındayken kalbim, sık bakalım ne kadar yakacaksın canımı dedim. Gözlerim kapalı, canımın yanışını izledim belki de. İzin verilseydi eğer, belki ne çok severdim seni. Nasıl sever, nasıl sakınırdım herkesten. Canın yanmasın diye yakardım canımı eğer ki müsaade etseydin. Ben yakmadan yakmasaydın canımı. Huzurun sesini dinlediğimi sandım ben dün gece sabaha kadar. Konuşan huzurdu, gözlerime bakan, avuçlarımı öpendi huzur. Hiç yabancı gelmemişti. "Yıllar önce kaybettiğim sevgilimdi sanki." Bir çift gözün, dünyayı durduracağını sanarak hata yaptım belki de. Merkezim, o olur dememdi hatam. Çünkü sevmek hata değildir. Aşık olmak