Kayıtlar

şirince etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Alkımın Güneşi "Bölüm 24"

Resim
            Gün aymıştı. "Gün aydı!" diye horozlar bağırıyordu dışarıda. Dün gece deli gibi yağan yağmurdan eser yoktu. Onun yerine sıcacık bir güneş vuruyordu henüz açılmaya çalışan gözlerime. Saat daha sekizdi ve benim uykum bitmişti! Sadece dört saat uyumuş ve fazlasıyla şarap içmiş olmama rağmen 'horozun sesine' uyanmıştım bu sabah. Bu köy böylesine mükemmel olmayı nasıl başarıyordu?             -Günaydın! İyi uyudunuz mu? Sizin için dolaba bir şişe şarap bırakmıştık. Sevdiniz mi? Farklı bir tattır. Umarım beğenmişsinizdir.             Bu sıcacık konuşma, pansiyonun sahibi Hikmet amcanın tatlı eşi Nermin teyzeden başkasına ait değildi. Kısa boyu, boyuna göre biraz fazla olan kilosuyla tatlı mı tatlı bir teyzeydi kendisi. Bu tatlılığını kulaklarının hemen altında biten sarı saçları tamamlıyordu. Diplerine bakacak olursak yaşının ona armağan ettiği beyazları sevmeyip de boyamıştı sarıya. Neredeyse yarım asırdır yaşıyordu bu tatlı çift. Ve birbirlerine

Sorgulamalar

Resim
Buradaki insanlar tertemiz... Onları tanıdıkça şehirdeki insanlık ağır gelmeye başladı. Sorgulamaya başlar oldum bazı değerleri.  İyi olmak nedi? Nasıl bir şeydi? Karşılıksız, bir kuruş talep etmeden evini açan, ekmeğini bölen bu insanlar neyin nesiydi? Bu teyzeler neleri görmüştü? Nedendi herkesi kendi çocuğu gibi sevmeleri? Nasıl kurulmuştu bu köy dağların arasına? Elektriğin olmadığı bir gün, nasıl böylesine güzel geçebilirdi?  Sessiz, sakin; tüten her bacanın altında gözlemelerin piştiği mekanlar... Lüks olmayan, derme çatma ama suyuna kadar her şeyin lezzetli olduğu küçük mekanlar... Nerede bulabilirdin bu huzuru? Başka hangi şehir, hangi köy verirdi bu rahatlığı sana? Karşılıklı her mekanda nasıl sarhoş olacak kadar bedava şarap içebilirdin?  Ve hangi köpek başını okşadın diye gelip yatardı kucağına? Şirince