Kayıtlar

çocukluk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Erteleme!

Resim
Erteleme! Aşkı yaşamanın yaşı yoktur! Ne zaman nasıl bir aşk yaşayacağını seçme şansın da yoktur. Aşık olacağın insanı da seçemezsin. Yalnızca o aşka sahip çıkıp çıkamamayı seçersin. "Çıkamadım." diye bir şey yoktur. Aşkına sadıksan; dünyaların önünde dimdik durursun. Mecbur bırakılmak diye bir şey yoktur mesela. İstesen mecburiyetleri yok edebilirsin. İmkansızı imkanlı yaparsın aşkın için. Aşkın için dağları yıkar da geçersin! İster on yedi ister yirmi yedi yaşında ol; aşıksan eşek gibi sahip çıkacaksın o aşka! Sonra arkasından bakar bakar gözyaşı dökersin. Dökersin de saramazsın zamanı başa. İlk öpücüğe bir daha dönemezsin. Tehdit mi ettiler? Etsinler! Gerekirse ölmeyi bileceksin aşkın için. Adam gibi sevdim diyebilmek için gerekirse öleceksin! Sonra karşına çıktığında yüzüne bakmaya yüzün olacak. Gururla aşkına sahip çıktığını haykırabilesin diye. Başın dik karşısında durasın diye. Tüm bunları yapmayıp kaybettiysen ve hala aşıksan ona; gururunu ayaklarını

Saklı Gerçekler

Resim
Çocukluğuma yaptığı darbeyi, şimdilerde göremez oldum gözlerinde. Şimdilerde yalnız sevdiği kadını görüyorum gözlerine her baktığımda. Taparcasına sevişlerini, sevda sözcüklerini okuyorum baktığım her fotoğrafında. Yan yana ne kadar mutlu olduklarını görüyorum. O kadına bir et parçasından çok daha büyük anlamlar yüklediğini anlıyorum. Cız etmiyor değil içim. Canına, çocukluğuna, kardeşine neden böylesine saf, böylesine duygulu yaklaşamadığını anlamıyorum bir tek. "En mutlu gününde yanında olmaya" çağırıyor biricik kardeşini. "Olurum." diyorum. Ölürüm diyemiyorum çünkü. İşlediği suçu, günahını sadece ben biliyorum çünkü. 'Biz' olduğumuz tek nokta çünkü. Gitmediğimde sıradışı bir olaya imza atacağım çünkü. O, milyonlarca sözün altına imza atarken; kalbimi susturacağım sadece. Onlarca insan mutlu olsun diye yıllardır sustuğum gibi susmaya devam edeceğim. Dökülen yaşlarıma saçmasapan yakıştırmalar yapılacak belki. Kimse bilmeyecek gerçeği. Hiç kimse anlamay

Kalıplardaki Mutluluk

Resim
... Duvarın dibine sinip de kafanızı duvarlara vurmak ve yumruklamak için size binlerce sebep sayabilirim. Beyninize bir kurşun yemiş gibi acı çektirebilecek onlarca şey de biliyorum. Yumulu göz kapaklarımın altında, kurduğum onca hayalin paramparça oluşlarını da izledim defalarca. Saçlarımı da kestim hiç acımadan. Renkten renge de soktum yeri geldiğinde. Peki ne oldu? ... Bazı şeyleri aştığımı, atlattığımı sanmıştım bu aralar. Kendimi duvar dibinde, ellerim kanlar içinde kalana kadar duvarı yumrukluyor bir şekilde bulana kadar. Tek bir fark var bu defa. İçimdeki fırtına başlangıcı hissi bilen tek kişi benim. İlk defa! Kimseye bir şey anlatmamayı seçtim bu kez. Yalnız olduğumdan mıdır bu seçim yoksa güçlü görünme isteği mi? Belki anlattıkça karışmaları da olabilir. Ağladıkça ağlattıkları da. Siz verin bunun cevabını da. "Mutluluğu kalıplara sokup zamanlara yayma." derdi bir dostum. Bu kez onun dediği olsun istedim. Vazgeçtim yarınlardan. Bıraktım dünleri de. &qu