Kayıtlar

sonbahar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kaçıncı

Resim
Uzun süre ayrı kalmışız seninle. Ama ne uzun! Öyle ki; mevsim değişmiş ayrı kaldığımız zaman diliminde. Sonra bi' kavuşmuşuz biz! Ama ne kavuşma o! Serin yaz akşamları gibi... Kızgın kumlardan serin sulara atlamışız adeta. Yaprak dökmüş ağaçlar, serin akşamların sabahında. Mevsim turuncu olmuş. Sen öperek susturduğunda beni yanaklarımın turuncusu...  Öyle bi' kavuşmuşuz ki; birer büyük açmış her masa şerefimize. Işıl ışıl yanan lambaların altındaki herkes bizi konuşmuş. Öyle sarılmışsın bana. Gelişine kalkmış kadehler; Alsancak'ın şiir kokan sokaklarında. Sonra bir şiir dökülmüş senin dudaklarından; gözlerimin içine baka baka. Yanan sigaralarımız unutulmuş tablasında. Daha ilk kadehte sarhoş olmuşuz.  Dudaklarımız! Anasona bulanmış dudaklarımız, mühür olmuş birbirine.  Sonra gece... Sevmişiz birbirimizi ama ne sevmek! Kokunu nefes diye çekmişim içime. Ellerin! Yüzümün her santimini ezberlemiş. Ben o gece boynuna aşık olmuşum.  Sonra sabah! Sen en sevdiğ

Hangisi Adam?

Resim
Sevemediğim iki mevsimden birindeyim. Yine hazan, yine hüzün, yine sonbahar... Yine acı, hep acı... Kalbime imza atan ne kadar adam(!) varsa, Ekimi seçti. Ekimde ektiler isimlerini yüreğime. Soyadını adı bellediğim de, gözlerini cennet bellediğim de... Sahi! Hangisi adamdı? Hangisi yanımda kaldı?  Her evlenelim dediğinde ısrarla evet dediğim mi yanımda şimdi yoksa parmağına içinde ismimin yazmadığı yüzüğü takan mı?  İkisi de yok. Bir fark var yalnız: Biriyle aynı mahalleyi paylaştığım halde bir gün olsun çalmıyor kapımı. Parmağında yüzük olansa bulduğu her fırsatta çaldırıyor telefonumu.  İkisi de benim seçtiğim adam... Zamanında kalbimi kanatırcasına sevdiğim adam... Biri çok sevdiğini iddia eden, diğeri beni hiç sevmeyen... Ona rağmen hala yanımda olabilen... Ekim 30. İki adam verdin kalbime, hayatıma iki hikaye verdin.  Sonbahar... Her güzel hikayemi çaldığın gibi o iki adamı da yok ettin. Sahi! Bu sefer nasıl bir sürpriz bekliyor beni?