Küçük Kadın
Biz; ayrımcılığın en üst noktasını hayatının her anında görmüş insanlarız. Beyaz tebeşirimizle yere çizdiğimiz karelerde seksek oynarken karşılaştık ilk kez adını dahi bilmediğimiz o mide bulandırıcı davranışla. "Kardeşin sayılır."lar yaktı ilk önce canımızı. Sonra aynı sırayı paylaştığımız arkadaşlarımızdan duyduk ilk defa o değişik kelimeleri. Sessiz söylediklerinden belki de eve gidince soramadık ailemize 'ayıptır' diye. Arkadaşımıza kızmasınlar diye. Futbol oynayamadık mesela ilkokul 5'ten sonra. "Büyüdün! Genç kız oldun! Erkeklerle oyun oynayamazsın!"lar kondu önümüze. Sorgulamadık. 'Kız gibi davranmak' ne demek onu sorguladık sadece. Neden 'İnsan gibi davran' değildi? Ne farkı vardı kız olmanın? Toplumdan ötekileştirildik her zaman. 'En büyüğümüz' sıfatındakiler sokağa çıkmamıza kadar karıştı yeri geldiğinde. 'Çocuk doğurmanın' ayıp olduğunu düşünür olduk '3 çocuk' diye bağıran adamın hamileyken sok